Neden Attılar ki Bilemedim
Yıllar önceydi bir bahar günü nasırlı
Eller yorgun omuzlar üzerinde geldiğimde
Hasta değildim, mahzundum birazcık
Bir iki adım girdim de kaldım öyle sadece
Yüzüm gülümsüyordu
Gülümsemelere karşılık arada bir
Ayakkabılar tanıdım sevdim okşadım kokladım
Gıcır gıcır yırtık pırtık yaralı bereli
Ayırmadım birini ötekinden
Hep koynumda ısıttım
Türlü türlü ikonlu anahtarlar
Asıldı kollarıma elbise rahatlığında
Sessiz bekleme salonu gibi
Yorulmadım sıkılmadım
Elbiseler bebek çocuk yaşlı hasta zinde
Rengârenk temiz kirli kokulu
Asla dokunmadım emanetlerine
Doldum taştım yeter demedim
Sonra başıma konuldu
Göğsüme dizildi
Koynuma sokuldu kutular mendiller boyalar
Şemsiyeler öf demedim aman demedim
Misafir geldiğinde önce ben buyur ettim
Paltosunu çantasını boynumda beklettim
Giderken yine ben gülümsedim
Yılda bir iki defa tozumu aldılar yanaklarımdan
Sert kirli bir bezle aşındım
Kulpum kırılmıştı takmadılar aylarca
Sesimi çıkarmadım sustum
Birden yaşım ilerlemiş şöyle yirmiyi geçkin
Tam emekli hizmeti beklerken
Gözleri bozulmuş olmalı zahir
Evin hanımı ile kızı birlikte
Atalım dediler bunu artık yeter
Renkleri çok demode
Şimdi yüreğim yanıyor kollarım kopmuş
Üstüm başım yara bere içinde
Çöp kovalarının yanındayım kış günü
Kediler soğuk bir ayaz örttüler üstüme
Neden attılar ki beni sokağa bilemedim
28/11/2024 yağmur…