Nefret Hapsi
daha fazla ben olmak istemezken,
ruhuma saplanmış benliğim,
gittikçe büyüyen bir çığ gibi
sevdi seni içten içe...
aşkı her seferinde,
bahenelerle iten kalbim,
yaşlı bir ninenin ağzından dökülen hikaye gibi
kandı sevgi denilen duyguya...
kendi kendine ördüğü demir ağlardan,
acı ile feryat eden yüreğim,
açılan parmaklıklardan gittmeye ne meraklıymış meğer
aşık oluverdi hemen...
kırılmasıda birden bireydi,
aynı aşık olduğu gibi...
sapladı ruhuna benliğini,
bahanelerini koydu önüne yeniden,
geri döndü nefret hapsine,
ve sensiz mutlu günleri...