Nehir Gibi Akardı Sevdamız
başım gözüm eğire eğdir
gözüm kaşım iyiye iyidir
yollar yürümekle aşınır
aşınır yaşım başım ağırır
yordun böyle zalimce
--------------------siyasetine
nede aşklar gördüm
-------------------zalimce kervetine
dünya varken insan neler görürmüş
artık yoruldum seni anlamaktan
isyanıma geldiyse
verilen sözün yalanı gerçeği
akla kara karışmış zamana
çocuk doğacak kadar
emekledim
yürümeceğini anlayacak kadar
ayağa kalkamadım
sen benler yüzünde
neymiş yaşamın o vazgeçilmez
bir o kadarda azad edilmiş duygulara konar kotalar
ve avuntular kuruntular
aşk avuntusu salmış amalı beyinlere hep yok sayar
hemde varsına övgüler
demek
ya bir şey ağırdır yada hafif
ben yaşamın ağırlığındaki hafifliği daha çok yaşadım
yorgunluğun en deminde bile
artık
bundan sonra ne kar olur nede yar yar olur
sen inadınla ben gönül tahtınla yorulmayalım
gel demekle gelinmiyor
gülüşlerin
görmezsen biten olursun
şiirlerini toplasalar
tartılamayan bir aşkın öyküsü kalacak
bir sen kalırsın
birde içimdeki kaygılı düşlerin b/oyuna bozanlığına
beni götürün o düşlediğim yere
gün olur dümen dönmez
ağlayanlar murat eyler
bel ki
uçan kuşa haber bırakmaktı
bugün yaralı kuşa
belki
umuda söylemekti
yarıda kaldı yürek ağrısı
sonra zalimlik olur muydu sevmek
kaçamasın yazılı düşer ayak izin
it izine rastlamak olursa
ne hal kalır geride bırakılan
yalnızlıklar senin olsun
ben bu bardaktan içmeyi
hiç düşünmezken
sevda göl'üne dönerse
kirlilik çikmaz akan suya benzemez
güya nehir gibi akardı sevdamız
24/03/2011- Karataş
(sözlerin yüreğinde yara açtı desem yalan değildi / sence doğru olan
ama düşmanına söylenmesin sözlerin acıtan acıyan /kimse yaptığını görmez ki
görse her yer deniz olur /artık umudun gururuda yerde sürünecek kadar hak etmişti
aşkın gururu yok derler / inanmam ki...)
yüreğinize kaleminize sağlık hocam
yüreğiniz var olsun