Neler Neler Yok Oldu Siz Çekilince İnzivaya
üç boyutlu tadımlar gülümsüyormuş
tam da kağıdı yırtıp güneşe uçuyormuş hissi veren
o serseri duygunun arkasından geldiniz
kapılar güllerle vedalaştı
gülüştük ayrılırken o karanlıktan
serin yaprak ve akşamın sıkıntısında
ben sizi düşünürken bulurdum
hafif eteklerini rüzgara kaptıran
tavırlarınız uçuşurdu havalarda
gelmedim
gelemedim
unuttuğunuz gözlerinizi getirdim size
sağ şakağımdan dudağıma bir adım daha
atarken yok olan anın sahibiydiniz
oysa şaklabanlar geçidinde horlanmış avareler
çok olurdu damları göğe bakan
inananların çocukça yaklaştığı samimiyet duvarından
kaçarken ağlamıştım
sevgiler duraklayıp sorguladı kendini
bir ömür boyu kabulleniş olamaz
bu yaşamaz
bu kırık göğün kanayan dibi
bu dar ağacı değil
bu benim kalbim
neler neler yok oldu siz çekilince inzivaya
rüyaya ve ötesine inanan arzum
damla damla ses verdi kendi düşüne
kanadı toprağa değen kuşun korkusu
dönmedi bir daha yeryüzüne
düştük yağmurlarla
bir şair bulup sevdi ikimizi
ilk iklim duyusundan daha beyaz
daha olanaksız bir sancı çoğaldı avazında
yalvardı tanrıya duysunlar diye bizi.