Neyleyim
Kâğıdı kalemi aldım elime
Döktüreyim dedim birkaç kelime
Noktalar kayboldu, devrildi cümle
İki satır yazamadım neyleyim...
Heceydi, serbestti, aruzdu derken
Noktayı unuttum virgüller varken
Karalayıp yazmak, öyle kolayken
Bir dörtlüğü dizemedim neyleyim...
Haykırdım duymadı kimse sesimi
Mahsuni Şerif'ten dinledim beni
Her sürüye kattım kendi kendimi
Çobanları sevemedim neyleyim...
Dedim ki madem çıktım bu yola
Arayıp durayım dağ, tepe, ova
Kapısında kulu olurdum amma
Bir üstadı bulamadım neyleyim...
Kaç kez yemin ettim, kaç kere bilsen
Ağlardın o anki halimi görsen
O kadar çok şair geçinen varken
Kalemimi kıramadım neyleyim...
Bu kalıp, bu şekil, kostüme uyan
İnce eleyip de sıkça dokuyan
Var mı içinizde sesimi duyan?
Ben aradım, bulamadım neyleyim...
(24.08.2006-Başlama tarihi-ORDU)
(efsane)
👍👍
Aramıza hoş geldiniz. Kaleminize, yüreğinize sağlık dost.
Bu arada: Şerif Mahsuni'den geçipte (üstelik Mahsuni'den kendinizi dinleyerek - Burada anlatılmak istenen Mahsuni Şerif'in sizden feyz aldığı mıdır?-), kapısında kul olabilinecek bir üstadı bulamadığınız kısmını fazla iddialı buldum, ne yalan söyleyeyim...
Haykırdım duymadı kimse sesimi Mahsuni Şerif'ten dinledim beni Her sürüye kattım kendi kendimi Çobanları sevemedim neyleyim... 👍
ama pekala dörtlükleri sıralamışsın olacak bu iş başarılar hoş geldin👍
👍güzel bir hece ile katılmışsınız aramıza. hoşgeldiniz