Nisyan Abat Olmadan
Gönül kırıklarımı süpüren rüzgâr
Kaçmak neye yarardı bilmiyorum
Ökse otuna sardığım nakışların
Bu saatten sonra ne hükmü var
Nereye evrilir gençlik yıllarım
Biri karanlığa gömdü yüzümü
Biri erken kapadı gözlerimi
Sorgusuz mitillerin ardında
Yastığa düştü
Kardelenler…
Mevsim nisan!
Ölü bakışlarını sağaltan
Teni çıplak ağaçların/
Güllü fistan giyim zamanı
Körpe dallarda gelin telleri
Bir nihavent şarkı gibi
Moda defilesidir doğa
Hiç tutmamış aşıların
Gözleri patlar sevinçten
Kirazın coşkusu
Eriğe yarar
Heyecanla…
Bilmiyorum;
Kaç kez açıldı kapısı
Nisyan kuyularının
Ruhum abat olacaktır
Elbet gül zamanlarda
Sevgiyle…
Artık buralar!
Güneşin hükmüdür
Gönül çelen bakışların
Dilinde…
Nereye evrilirsen orda kalır
Zaman/
Her zaman…