O An...
Uğursuzluklar arasından bir siyah rahibe görünür
Elleri göğsünde
Uzanır başı gökyüzüne
Derin sesler çıkar yaralarının içinden
Yarasalar uçuşur kolları arasında
Bir deli tufan kopar gelir gözünün yaş çukurundan...
Her adımında inler toprağın göç sesi
Her seste irkilir her adımı atarken ...
Dalgalanır saçları göğü deler geçer
Etrafında döner akbabalar misali tenine susamış ırzına düsmanlar...
Sisler içinde boğulur çığlıkları
Amansız feryatlar figanlar...
Doldurur içini döl tutan kabuslar
Zamanı durdurmak istercesine,
uçar çamurlu eteği güneşin en tepesine
Kurtulamaz zevki beynini zapt eden insan artıklarından
Kırbaçlar yaralarken beyaz tenini
İşte ölmeli o an ölmeli
Haykırmalı Tanrıya
Bedene müdebbir olanı al diye...
Doldurur içini döl tutan kabuslar Zamanı durdurmak istercesine, uçar çamurlu eteği güneşin en tepesine Kurtulamaz zevki beynini zapt eden insan artıklarından
Kırbaçlar yaralarken beyaz tenini İşte ölmeli o an ölmeli Haykırmalı Tanrıya Bedene müdebbir olanı al diye...
şiir ötesiydi okuduğum sevgili inci.
oldukça şairane...tebrikler saiirine...👍👍
her siir birbirinden farklidir, güzelligi de buradan ileri gelir, sizin siirleriniz daha bir farkli...tebrikler
bu şiiri okuyunca kendimi bi an korku filminde sandım 🙂 ama yinede iyi bu güsell ve korkulu şiirlerinin devamınıda bekliom:))
Uğursuzluklar arasından bir siyah rahibe görünür Elleri göğsünde Uzanır başı gökyüzüne
Aslında bu rahibe çaresizliklerin kıvraklığının tüm yaratılmışların baş uzantısı kadar yakın benliğimize.. hepimiz böyle değilmiyiz aslında Sorgu sual meal kazanmazken bir ömürde Ölüm öl bedenimde demişsin incim canım çoook farklıydı ve zaman içerisinde bayaaa birr geliştirmişsin imgelerini..Öpüyorum çok..özlendin... sevgiyle kutladım canım:)