O Gündü Gerçek Dünyalan
Varlığının müjdelendiği o gün,
Güneş mahrum etmiş Ay'ı ışığından.
Vazgeçmişler kuşlar ötmekten.
Alevler yeşile bürünmüş koyu maviliğinden.
Varlığının anlaşıldığı o gün,
dost olmuş düşmanına,düşman.
Sönmüş asırlardır alev ki o harlı yanan.
Sular küle dönüşmüş kendiliğinden.
Varlığının söylendiği o gün,
bütün sesler gizlenmiş ıssızdır orman.
Aniden yok olmuş asırlık çınar yerine duran.
Seni görmeye gelmiş köstebekler en derinden.
Seni gördüğüm o gün,
Beni kandıran kalbim imiş,vefasız olan.
Belki de boşuna didinmiş,cefasız bulunan.
Bak, bu senden son isteğimdir.
Uzak dur bit yavrusu kazanından.
Seni gerçekten görmeye gelen,dün.
Yaşadı,öldü dünde kaldı dün.
Yapılsın aşk köprüsü kurulsun düğün.
Sakın kanma tatlıdır söz, toz pembe yalan.
Seninle ölmeye katılan,dün.
Katıla katıla güldün,öldürdün.
Kalmadı yek parça döküldü bütün.
Esrarlı gözlerine kim olmaz ki sürgün ?
Seni seninle seven, dün.
Başkasına da baktı, sevdi yine bugün.
Yanıldın,üzüldün,kahroldun gün gün.
Bir o nane bakışına kim olmaz ki süzgün?
Sen uğrunda yok olan,dün.
O gün de bendim bugün de ben.
Yakıldım,üzüldüm kahroldum her gün.
Bir o gizemli gülüşüne var olur yeni bir ben.
Seninle geçen yarın,bugün ve dün.
O güzellikle yayılmış cihana ünün.
Geçmez sözü yarının bugüne,düne bugünün.
Ah! Endamıyla kıskandır o nice sultan...
O gündü gerçek sanki biraz, dün yalan.
Açılsın rengi gözlerin biraz, güneşlen.
Zümrüt iyi diyorsan,bırak biraz dünyalan.
Yalan tek gerçek benim biraz o yalan.
Bırak kemirsinler ipekten saçların,
Sen bir tek benle oyalan...