Odun Ateşinde Bakır Cezve
Kor kımızısı odun ateşinde bir bakır cezve ,
Acı kahve içmeye gelmiş dostlara hazırlık yapıyor.
Başlıyor ufak ufak lakırdılar,
Usul usul , yavaş yavaş.
Çünkü acı kahvesiz lakırdı ,
dönüşür mü hiç en keyifli sohbetlere.
Acı kahve en köpüklüsünden hazırdır,
Nine yadigarı minicik çiçek desenli
ince kulplu zarif mi zarif fincanlara dökülmeye.
Tepsisinde geçmişin en acı kahvelerine tanık olmuş göz nuru dantel örtüsü ,
Yanında acı kahvelere eşlik eden
en yakın dostu vardır.
Yürekleri serinletip rahatlatan
boyu küçük ama görevi büyük
su dolu bardaklar.
Hepsi dizilirler birbirlerine saygı gösterircesine.
Artık hazırdır acı kahveler
En unutulmaz gönül sohbetlerine.
Yudumlanırken kahveler ,sohbetler de yudum yudum içilir.
Kimi zaman şen bir kahkahayla yükselir yüreklerdeki coşku,
Kimi zamansa hüzünlü bir hikayeyle derin bir sessizliğe gömülür.
Bakır cezvenin yüreği kabuk tutmuştur.
Bekler yüreğinin kor ateşte yanmasını,
Her yandıkça yüreği bir kat daha kabuk bağlar,
Akıtır gözyaşlarını yüreğine
Akıtır ama sessizce
Kimse görmeden ,kimse şahitlik etmeden.
Görmesinler ister sevdiklerinin yüreğinin içini ' üzülmesinler ' der içinden.
Canlarının yanmasını istemez sevdiklerinin.
Sonra ...
Yüreği köpüklenir ,
Bir kahkahaya dönüşür 'boşver, düşünme.' dercesine,
Adı üstündedir ya ,kahve bahanedir.
Gönüllere gömülmüş acılar
çıkar yeryüzüne bir acı kahveyle,
Belli mi olur ;
belki bir gönül sohbetinde ,
siz de bir bakır cezve ,odun ateşinin üstünde ,
Şahitlik edersiniz gün yüzüne çıkmamış
nice kabuk bağlamış yaralı yüreklere.
Aynur Ateş Aydın 2018