Öfkelerim Cezbede
Nefesi hasret kokan gül benizli nazlı yar
Ne sen duydun sesimi ne de İstanbul duyar.
Kulağın duymadı ya yüreğinle duy bu kez
Sesimi yüreğinin üzerine koy bu kez...
Tetik düşürmek için beklerken aşk mavzeri
Yaşadığım her sevda ilk vedanın benzeri.
Çünkü dünya dediğin yalnız küçük bir mesken
Herkes kendine vurgun aşk basit bir hevesken.
Kimi çölde yaşarken Leyla'yken tek muradı,
Kimisi hiç sevmeden meczuba çıkar adı.
Kimi yalnızca sorar ; ?ne suç işledim aşka
Hazana gül ekerken yaza gülmekten başka.?
Bense sana sırrımı aşikâr eyliyorum
Gönlümü savunmasız bir şikâr eyliyorum.
Çünkü verdiğim her söz yanıp söndüğüm anmış
Bir aks-i seda gibi geri döndüğüm anmış.
Meğer önce kansere dönüp yayılırmış aşk
Sonra inkâr edilir, yalan sayılırmış aşk.
Meğer geç anlamışım, meğer erken çökmüşüm
Meğer boşu boşuna göz yaşımı dökmüşüm.
Oysa ne Kaf Dağı'nın ardındaki ovaydım
Ne Asur'dum ne Babil ne suskun Ninova'ydım.
Ne bir yalaz çalmıştım düzmece tanrılardan
Ne de medet ummuştum gördüğüm sanrılardan.
Ne okyanusa küsmüş asi bir buzdağıydım
Ne aşkı mutlak kılan cananın dudağıydım.
Nihavent bir sevdanın en hüzzam notasıyken
Yani yitik bir düşün kaybolmuş rotasıyken,
Aynada saklı sırra camdan daha üryandım
Sesi kendine küsmüş bastırılmış isyandım.
Oysa şimdi baktığın her gözde gözüm varken
Söylediğin her sözün ardında sözüm varken
Yalnızlığıyla yalnız kalmış bir yalnızım ben
Sabahı hiç görmeden kayan bir yıldızım ben.
Rüyaları hasretin şarabıyla beslenen
İsmiyle bir makberin mermerleri süslenen;
Sevdaya hüküm giymiş suçsuz bir suçluyum ben
Tövbe olsun artık yok aşka oruçluyum ben.
Çünkü sen bir hazanı başına taç eyledin
Kahpe bir terk edişi ömre ilaç eyledin.
Artık hakkımı helal ettim dersem yalandır
Sana tek bıraktığım aşktan arta kalandır...
Nefesi hasret kokan gül benizli nazlı yar
Ne sen duydun sesimi ne de İstanbul duyar.
08.03.2006
Beşiktaş