Öğretmenimin Aklı Hâlâ Yarım Kalan Dört İşlemde
Mevsimlerin sonbaharına iliştirilmiş bir hazandır Eylül
Tozlu raflarda unutulmuş kitap arası kuru bir yaprak
Terk edilmiş hatıra defterinde şifreli bir sır
Ve ıslak imzalı bir izdüşümdür hayatın son deminde
Biraz gül, biraz yasemin kokar, biraz da ezber bozar
Çok bilinmeyenli denklem, çoktan seçmeli dersler gibi...
Mevsimler değişir, yıllar geçer, büyür insan, keder-sevinç iç içe...
Kimi güler, kimi ağlar, yokuşta zorlanır, inişte kanatlanır
Gün olur tutar ucundan yedi renkli gökkuşağının şahlanır
Gün olur sazın telinde türkü, şairin dilinde şiir olur alkışlanır
Eylül bu sararır-kızarır, hatta dalına küser kendini yere bırakır...
Ve Eylül, 12’sinde sonbaharın düştü zamana, bölündü ikiye
Çaldı kapısını mesleğine tutkun Köyenstitülü bir öğretmenin
Ki, tam da Türkçe adlarını ezberliyordu geometrik şekillerin
Ata’sından yadigar...Önünde açık Atatürk’ten kitaplar...
-Murabba/Kare, Mahrut/Koni, Müselles/Üçgen vb...-
Dikilir karşısına sarı fistanlı, hüznü içinde gizli eylül
Verir eline çözümsüz, karmaşık bir soru öğretmenin
“Sen matematikçisin, hadi çöz bu problemi, az kaldı
karanlık basacak birazdan, acele et, zaman dar!..”der ve bekler...
Öğretmenin aklı problemin denkleminde
alır eline kağıdı- kalemi, düşünmeden yazar rakamları,
kurulur denklem, çarpma-bölme tamam, durur mu zaman
Sıra toplama-çıkarma işleminde, öğretmenim yorgun,
karışır kafası, önünde yaşam kördüğüm
Doğruyu-yanlışı görmez gözü, artı(+) yerine koyar eksiyi(-)
titrek parmaklarından rakamlar dökülür
Sanki eksilmeye, gitmeye kurulmuş zaman
Ve sanki, sonradan takılmış öğretmenimin ellerine parmakları
tir tir titrer kaleminin ucunda hazan
Kalem kara, baht kara devrilir hayat yere
Ve not düşer aile takvimine:‘12 Eylül 2006,
yaz kızım, bu ne bahtıkara zaman!..’
Öğretmenimin aklı hâlâ yarım kalan dört işlemde...
Rukiye Çelik 12 Eylül 2023
Annem, babam, kardeşim
Dört mevsimlik çatısız, duvarsız evlerinde
Cennetin çiçeklerini suluyorlar hep birlikte yan yana...