Oğula Eğildi Çinar
Bir hışımla çıkmış yola.
Telaşlı Talat hoca.
Bitmeyen sigara,bitmeyen yol.
susmayan korna, kıvrılan yol.
Ulaştı ya sonunda,
Kırşehir'in morguna.
Titremekli gözleri, Yüreğinde hüzün.
Omuzlayıp canını davasını,
Tek hamlede sırtlandı,Bir edep ustasını.
Koydu arabasına,Düştü yol tekrarına.
Ahlanıp, içlenip,
Göstermedi yasını.
Saatlerin yolunda bin gününü yad etti.
Kemerde buluştular,kabakçı çetin ile.
Bütün araçlar durdu, bizim evin önünde.
İlk inen kabakçı, kurutmamış gözünü.
Tüm köylü doldurmuştu, bizim evin önünü.
Ben çocuktum, olup biteni bilmem.
Tokatı indirdi, yangına dönmüş nenem.
Kabakçıya sarılıp baktı ağladı.
Neden böyle getirdin deyip deyip ağladı.
O heybetli kabakçı aldırmadı tokata.
Birkaç dakika sonra davrandı ya tabuta.
Bir yere oturmuştu,heybetli koca çınar.
Hayatında ilk defa oğla eğildi çınar.
Karşımda duruyordu,
Ellerim dizlerinde.Gözleri gözlerimde.
Yeltendim silmeye,Yanağından yaşları.
Gözlerim ,gözlerinde.Gözleri,gözlerimde.
Kaldırıp ta elini.okşarken başımı.
Dünya dediğin ne ki,böyle başından savar.
Altı oğulla devam,diye seslendi çınar.