Ökkeş Emmi'ye Mektup 3-4

(Mektup III)


Selamım üstüne olsun Ökkeş Emmi,
mektubun geç geliyor emme
valla geç gelse de öyle kokuyor ki mis gibi.
Tandırda mı yazdın be emmi
zarfın içine nasıl soktun yufka ekmeği...

Seçimleri soruyorsun n'olcak diye
n'olcağı yok ki emmi
biz kör oldukça denizi güneş, ampulü ay biliriz.
köpeğin önüne ot, ata et atarız.
Politika ne ki emmi?
Buralarda köydeki muhtar seçimi gibi
hakla hakla ekinlerle oy alınmıyor.
Aklının ermeyeceği şeyler dönüyor burda.
Bak her parti bir şeyler hediye etmiş
bizim hanım bile evin eşyasını dizmiş

Heral köyde yavan kalıyorsun da haberlere
onun için soruyorsun yeğenine!
Bizim akrabalar karıştı
kimsede güven kalmadı.
Gelen kara mıdır, beyaz mıdır bilmem emme
yaş kemale erdiğini kabul etti de
senin kara bülo getti emmi.
Muhtar'ın baba sülo'su köşeye çekildi
Necmo da emekli edildi
bacın, gavura giderken
mesut da öte itildi.

Nedir senin bu adamlarından çektiğimiz emmi?
Kiminde içimizi, kiminde ipimizi çekiyoruz
toz duman oldu hep buralar
bu dertleri biz ekiyor, biz biçiyoruz.
Benden daha ne sorarsın emmi
bizim mahallenin şehirden farkı yok
balıklar yaşayamıyor, bulanmış denizi
yüzmek istesen de suyun tadı yok.

Paran varsa adamsın emmi
sahtekarsan kuştüyünde yatarsın emmi
Üç beş kaşarı tanımadım mı
Kapılarda basamaksın emmi.
Köyde herkes birbirini bilirdi
Burda da biliyor da dakkaları tutmuyor
bir bakıyorsun sana kedi kadar sevimli
işine gelmeyince ısırıyor köpek misali.
Önce atıp sonra tutuyorlar
araba iyiyse tekere doluyorlar
pompalanmış hava gibi
adamlara kulluk ediyorlar.

Boşver seçimi be emmi
sende ben de dürüstlük emme
şimdi politika ikiyüzlülük!
Ne ben öğreneyim bunu ne de sen
şimdi emmi yeğenken
olmayalım asalak birer sülük!



(Mektup IV)



Bugün İstanbul'u gezdim Emmi,
taş üstüne taş yığılmış inadına
yeşillikler karaborsaya düşmüş
kimisinde zenginlerin etiketi
kimi de gariplerin cenneti! ..
Biz bilmemişiz yeşilliğin değerini
Köyde en hakim renk
burda kıtlığa dönüşmüş
Binalar yapacağız diye
kurtların sofrasına dönmüş...

Belim ağrıyor emmi,
Kaç aydır okulla pazar arasındayım.
Memurum emme
nasıl oluyor hala anlamazdayım.
Hani Ayşa Bibim oku- ki
öğretmen, kaymakam ol derdi
Bunca yıl okumuşum
gece çalışıp, gündüz yollara durmuşum
okuyup da bir öğretmen olmuşum..
Bu ne ki emmi?
Bir hastane kapısında hastabakıcı
ya da devlette odacı olamamışım!

Hastalansan bir dert
hastaneye gitsen bin dert.
Sıra beklerken ölmezsen
canın gider ilaç alırken.
Tanıdık hastabakıcı varsa eğer
orada milletvekiline eş değer.
Burada ya mebus olacaksın
ya hastabakıcı veya odacı.
Bunlardan en önemlisi de
kodaman olacaksın, hem de en hası! ..

Bu büyük şehirde dertler bitmiyor Emmi;
Dolmuşuna para yetişmezken
insanlar nasıl yapmaz ikinci üçüncü işi?
Pazarda limon satıyorum emmi
mesainin dışında.
Üç kuruş tahtacıya üç kuruş haraççıya
üç kuruş da bana kalıyor akşamdan akşama.
Zor be emmi,
televizyonda renkli renkli izlerken buraları
iç geçiriyorsundur bilirim seni.
Biz geldik de ne oldu
pirinç derken bulgur da kayboldu.

He mi emmi;
Babamın eski evi duruversin orada,
nasılsa bir gün döneceğim ya oraya
Burada geçim denizinde boğulaktansa
aç kalmayı yeğlerim o yaylalarda...

12 Ocak 2009 26 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    elektironik bir ortamda haberlesmeler mail lerle mesajlarla yapilirken mektubu konu olarak islemeniz ne guzel .....[1guzel bir siirdi tebrikler👍👍

  • 15 yıl önce

    sorgulayan bir siirdi...ve cok anlamliydi..

    tebrikler👍👍👍