Okunmayan Yazarlar İçin Bir Söyleniş
Üf!.. Şehir yine orada bir yerde kaldı. Ve yoruldum günleri saymaktan. Yola çıkmışım bir kere, ne kadar sılaya dönsem bile gurbetteyim sonsuza kadar. Yola çıkmışım ya bir kere; ilerisi bile geride kalmış şimdiden. Ben de var mıyım yok olmaya başlamış bu varlıkta? Ben de bir parçası mıyım bu hayatın Allah’ım? Hadi söyle! Nedir sırrı bu göklerin, nedir esrarı bu öfkenin? Bu kır, bu orman, bu nehir, bu ırmak, bu bulut, bu güneş! Hadi yaşamak için tüm şartlar hazır! Hâlâ kimi bekliyorum Allah’ım? Yoruldum. Şiirlerimi ölüyorum, kızım gibi şiirlerim orada sönüyorlar. Gözümü kör eden sayfaları yırtıyorum, bileklerimi çürüten o kalemleri kırıyorum. Gol diyorum şimdi, bir erişe varmış gibi. Ben de onlardan oldum, artık yazmıyorum, yazamıyorum.
Diyorum ya ağladıkça dağılgan bir tutumun tam eşiğinde:
Ben sonbahardan geldim,
Sonbahardan kaldım.
Düzelmem, düzelemem.
Onlar beni sevemezler, sevmezler.
Ben her rengi solduran sonbaharım.
İyisi mi,
Benimle olan tüm hayallerinizi rafa kaldırın…
Şehir sonra aldı beni içine durdu, düzeldim sanıyordum ama kayboluş yinelendi.
Üf! Balçık gibi gecesiyle İstanbul deri montuma sindi. Bir mahkumdan aldığım gazı tükenmek üzere olan bir çakmakla bir semti yakmaya girişiyorum. Allah’ım neredeyiz? Baş döngülerinde bulurken seni, artık adınla ısıtamıyorum geçmişi. Affet beni, haksızım. Üf! Karılar karıları ağlıyorum, sonra günlük kiralanmış dairelerde felsefe yapıyorum. Kopuyorum. Işıklar kılıçlar gibi gözlerime batarken, duruyorum bir sokağın ortasında. Hayallerimi açıyorum. Tüm şehir gole gidiyorum. Yolsuzum ya, gole gidiyorum. Kaldırmışım tüm tribünleri, gole gidiyorum. Harikasın de bana, gole gidiyorum. Sırtımda on numara, üf top ayağımda, geçmişi çalımlıyorum. Gole gidiyorum! Onlar oradalar, bir parçası olmuşlar bu sahtekarlığın ama size geliyorum. Dilim palazlandı ve yalanlar öğrendim, kitaplarımı sattım, yazdığım o kalın romanı dün gece yaktım. Durun! Gole gidiyorum. Haz veriyor, vazgeçiyorum. Harfler, kelimeler, hayaller... Hepsi uçup gidiyor aralanmış penceremden. Yüzüm aynaya dönük, ne görmeli? Bil bunu yazmak yüktür. Yazmak sahte yaşantılar içinde; gerçek yaşamı abartmak, hatta yanıltmaktır. Nankörüm. Susuyorum.
Diyorum ya açma gözlerini orada yoklar.
Gözlerimi açınca dünyayı göremiyorum.
Ben dar odalardan geldim,
Okunmayan şiirleri yazdım,
Bulunmayan öyküleri öyküledim.
Yaşantım hep askıdaydı,
Yaşayanları yazdım.
Ve ben öldüm.
Artık yazmayacağım her şey de öldü.
Bulunmadılar şimdiye dek,
Belki ben de, onlar da, bu gözlerde,
Hiç yaşamadı.
Kendinden başka okuyucusu olmayan yazarlar için yansıyış. Sızlanış. Zırlayış. Yıkılış. Kimsenin hoşuna gitmek zorunda olmadığımız kazılıdır kafamıza. Büyüttüğümüz cehaletle baş başa kaldığımız, daracık dünyamızda aşka yer vardı ama bulunamadık. Sevilmedik, istifa ediyorum.
Hadi!
Beyaz atlar sulara.
Hadi!
Kör kalemler çöpe.
Hadi!
Geç kalmış bir yeniliş bu sadece.
Bu kadar hüzünlenme