Ölü Dil
ırak bir düş saldım penceremdeki denize
ancak hatırlamıyor deniz yanında kımıldayan ağacı
ben mi yordum
şiirle girince gözyaşlarını gözlerin mavisine
yoksa bu ağıt sevimsiz gülde dallanan
ölü bir dil mi
anladım
kentimde mutluluğun da dikenleri
koyu koyu dumanları var
belki biraz uzatmalıyım karanlığı
kalın perdelerden
nedensiz rüzgar vurur aynama
ruh fırtınasında anıları yerleştiririm odama
ne çok akşam birikmiş
ne çok günah
saksıdaki çiçeğe
ki,
ince bir yağmur gibi yağsam
gelip yanıma oturur
saçlarımı dağıtır
sızıya yağmalanan
yalnızlık
ırak bir düş saldım penceremdeki denize
ancak hatırlamıyor deniz yanında kımıldayan ağacı
kimbilir,
belki bu yüzden sevmeliyim karanlığı
....