Ölü Şeyhler Kapısı
şimdi sen sahil yolundasın
gözlerinde martı çığlıkları gülüyorsun
okuldan çıkmış şen şakrak
çocuklar geliyor peşinden
eteklerini çekiştiriyorsunuz rüzgarın
iyisin hoşsun daha ne olsun
ben ise bir sandukanın içinde
Fatihasız bekliyorum
eski sevgililer günü mü bu gün
neden yokum yanında
unut sen şimdi bütün bunları
usul usul eskit beni
küfret çay bardağına hayal koy
gözlerini yum ve iç bir kerede
kahrolup gitsin boğazındaki
o yumruya takılı kalmış kavuşma fikri
biliyor musun kimseler söylemez
hep bir acabası kalır insanın içinde aşk varsa
oysa en çok sen kirlettin kalbimizi
sevimsiz kıskançlık nöbetlerinin sonunda
geldin dikildin ölü şeyhler kapısında
benim sandukam kırıktır örtüm yırtık
geldin gittin paçavraya çevirdin kisvemi
önüme düşürdün külahımı
oysa seni dalyanlara vermeli
kılıç balıklarına inat uzaklara
daha da uzaklara değsin diye gözlerin
hınca hınç zıplamayı öğrenmelisin
o zaman görebilirsin belki
kalbimin sana değen renklerini
o zaman bir deniz şehrinden bozkıra
bağıra çağıra da olsa bakabilirsin belki