Ölüm İle Dem
Hiçbir şeyimin olmayışından yola çıkarak sana geliyorum.
-Dedim-
Aşk sevmem dedi; Kadehime bir yudum kan kus.
Sil, yıkılan dininden kalma en kıymetli asırları,
Bozguna uğramış yazgının kazanına maskara edilen
Puşt artığı ergen anıları.
O gururdan peydahlanmış, insanı günaha sürükleyen
Çift boynuzlu, riyakâr yılanın derisine sıkışmış Tanrı bilmez sevabı.
Siktir et, dedi; Çağların yavan urganına kanıp
Tabansız gökyüzünün altında, susuz okyanusa olta savurun
Çekilen çilenin zehriyle yedi ceddini doyurup
Sadakate kepenk vuran,
Sevgisini kendisine sığdıramayıp
Başkasının artığına kalan
Unut! Dedi,
Dünya dibi delik fanus, giren dost... Çıkan düşman.
Cehalet, dedi; Dikenli ormanların kara yüzünü sivriltir
Öyle bir keskinlikle konar ki başına
Ustura yalamış hışmıyla süzülür,
Gözlerinin çatlağından sızarak karanlık...
Ses geçirmez girdabına çeker
Sinsice hücrene kurularak demlenen
Fikrine balta savururken
Tatlı bir sonbahar akşamını çağrıştıran
Tozpembe yalanları.
Gerçek, zil zurna sarhoşken, dedi
İhtiyar düzenbazların sakalındaki beyazı
Kutsal yaşam bilir
Hastalıklı ömürlere tapan her soytarı.
Ki; Acıya kılavuz diye sus payı düşerken
Huzur geçirmez zindanların uçkuruna el atan karabasanın
Kıbleye gidene kalkan olduğunu
Güneşin teriyle ısınan tabiatımın maymunu bilmez
İblisin kanadından kopan tüyde umut aranır mı?
Acizliğin aynasıdır, cehalet,
Ateşi icat eden insanlığın külünde varoluşu gibi.
Dedim;
İsyanın doğurduğu kahramanların adını putlaştırıp
Döşümde idama götürende kader,
Gerçeğiyle beraber yalanı tenceresinde kaynatıp
Kursağıma dizende.
Yaşanmış savaşların ihtiyar sırtına çakılan,
Gençliğin özgürlük umuduna sözlerin geceden arta kalan ihanet.
Her kalabalığın yücelttiği kâbusları
Belki ardımdan dövünen gölge yener.
Dedi; Aşk insan derisinden fırlayarak
Birbirini kemiren arzulu hayvanların çıkar çatışması.
Yerin tavanına masumiyeti asarak,
Zafer kazanan budalaların
Hezimeti de aynı anda tadışı.
Denizi, iki deli paslı ranzada boğar mı?
Şehveti zimmetine geçirip
Adına gül dikene aşk olsun.
Dedim;
Yaratıcımın var ettiği kaderin üzerine kurulan dünyanın
Nabzında atan aşkın kırık şerbeti hürmetine,
Tapınağında, sahipsiz cenazemi emziren kadının yaşları ipekten bozma ruhumu deşiyor
Afyon kokusuna sarılı hayat,
Düşüyor direndiği dalların dikeninden
Dışımda şuursuz kargaşaya inat,
İçimde inanca tutunma hırsı.
Tanrı en çok aşka dileneni sever
Ellerimi geri ver.
ey şiir sen ne güzelsin....
hakanım şair yüreklim..harikaydı👍👍👍👍
Hoşgeldin geceme şiir...
usta kaleme saygıyla...
Varolasın şair; V/ar olasın...
Ölmek bir kere Aşkta ölmek sonsuz...
Yaşamak bir kere Aşkı tatmayan canlar ruhsuz ...
Aşkın ve inancın ağıdı olsun bu şiir...
Tebrik ve selamlar .
Kesinlikle muhteşem bir şiir. Şiirin ses düzeni ve uzun cümlelere rağmen kurgusu ve tamlamalarıyla birlikte gelen kusursuzluk. Şiir ise içinde bulundurduğu kasveti okuyucuya nasıl lezzetle servis edeceğini bilen bir şiir. Ve usta bir kalemden çıktığı ortada. Şimdiden günüme düştü, tebriklerim bolca. Esininiz daim olsun.