Ölüm Kalim Üzerine
Farz-ı mahal;
Adem nice tam alır hayattan,
Vakt-i mevtini bilince evvelden?
Çırpınır lahza geçmesin için an be an,
Yahut biçare bekler sebat ederek cebren.
Ebedi firak; yeri, sırası belli bekliyor ezelden.
Mütemasil olur o ki ahvalin; heyhat!
İnfazın sabit vaktini bekleyen;
İdamlık hükümlü, çaresiz, nadan...
Elemi pek güç, göçmek şuuru her an.
Bilme işte ey aptal nefsim,
Kat-i vaktin kabz-ı ruhun.
Bilakis lezzeti aslında pek yahşi;
Her dem görememek hayatın nihayetini.
Mütefavit işte çok şükür halin,
Cüzamlı hasta gibi her dem hazin.
Muamma olsun bırak sırası gidişin.
Muallakta kalmasın her an fikrin ve iştigalin.
Musallat olmasın bilinci ölümün hep; aman! Ne elim.
Musalla zaten her halükarda son istirahat yerin.
O halde idame et hayata,
Sanki ölüm zamanı bin yıl uzakta.
Sanki ölüm meleği her an kapıda.
Ne fark eder sonsuza karşı uzun ya da kısa?
Medar-ı endişe değil bilememek;
Zamanı mevtin aslında.