Ölüme Manifesto
I
-saçlarına yıldızlar inecek-
ölümden korkmadığım doğrudur
Turgut da korkmazdı
gece dudakları beyaza keser
uyanır aniden
doğrulur geçmişine
iç cebinde bir sağanak
bıyıkları paramparça gök
örter saat tıkırtılarını
ve öyle yalınayak
uçurtma kırıkları üzerinde
içmeye adam arardı
ölüm derdi hep
ne diye korkacağım
gelsin şöyle karşılıklı
iki tek atalım
Turgut!!!
saçları gündüze boyandı
II
-dişlerin karanlığa gömülecek-
ve doğrudur ölümden korkmadığım
Selim de öyleydi misal
korkmazdı ölümden
sabah güneşin kepenklerini açar
iyotu taşır, saçlarında
hayatı arşınlar durur
omzunda hep bir şiir
İlhan Berk
veya bir şairden ayağına takılan
ufak ot parçası
akşam ağır ağır iner
bakışlarına iki dize Cahit Sıtkı'dan
ve o ruhunu tutma çabası
vesaire vesaire
ölüm derdi hep
korkacak bir şey yok
gelsin zifire doğru
sonsuz satır okuyalım
Selim!!!
şiirleri döküldü
III
-sırtın dayandığı söğütü kaybedecek-
ki doğrudur ölümden korkmadığım
Sıtkı
bak o hiç ölümden korkmadı
gözleri kızıl
kanı hep akışkan
sözleri ilan
sözleri afiş
ayazda hiç yılmadan
kendini arar
bulunmaz kavgalarda
polis telsizleri adını sorar
yorgun kaldırımlar yapışır yakasına
dönülmez ufukların faili
kaybedilen aşkların meçhulü
üçüncü sayfada manşetlere yanaşırdı
hep kıyı yakarışları
ölüm derdi hep
korkulmaz
gelsin cesareti varsa zatıali yaşasın
Sıtkı!!!
kara bir pankarta beyaz adı yazıldı
IV
-ruhun usul usul silinecek-
öyle, doğrudur ölümden korkmadığım
Selma, o
çokça bana benzerdi
bu yüzden korkmazdı ölümden
nasıl tarif etsem
herkese benzeyen hiçbiri
gülüşü acı tütün
yüzünün çizgisi gölgeli
cam kenarında
menekşeler arası korkuyla tanışır
gece trenlerinden ürker
sokak lambasına
asar umutlarını
kısık ayrılıklara dahi
tahammül edemez
her dönüş mevsiminde
elleri rüzgarı taşırdı
ölüm derdi hep
korkmam
gelsin anlatsın dertleşelim
Selma!!!
uzundur haber alamadım
//
içimizde ne ormanlar karanlığa kök saldı
korkmadık ölümden, ölmek kadar
İçimizde ne ormanlar karanlığa kök saldı korkmadık ölümden korkmak kadar
Derin anlatım düşündüren ve tekrar ettiren Şairim emeğine yüreğine sağlık
😙😙😙
içimizde ne ormanlar karanlığa kök saldı korkmadık ölümden, ölmek kadar Yaşama karşı insan direnişinin şiiri.Aynı zamanda çaresizliğin de anlaşılmışlığı.Direnmenin de direnmemenin de anlamsızlığı.Öyleyse kormak niye.Öyle veya böyle başa geleceği için fazla telaşa gerek yok.Şair değişik düşünceleri kişiselleştirmiş.Kavramlara ayrı duygular yüklemiş.Elinize sağlık sevgili şair.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙👍
👍👍👍👍harika dizelerdi. cesur, içli, düşündürücü.. kutluyorum manifestoyu..
Uzun bir süredir şiirleri okuyor ama ama kollarımın ağrısı nedeniyle yorum yazamıyordum. Denedim ağrısını yeniden arttırdım. Hadi benim mazeretim vardı, ya şairlere ne oldu, şiir sevenler neden yorum yazmaz oldu. Hangi güzel şiire baksam yorum sayısı üç beş kişinin kısa yorumu. Neden beğenmiş ,neresi güzel, neresinde duygulanmış yazılmamış. Hani o 'yavru gitmiş ıssız kalmış otağı' dizesi gibi. Yorum yazmak çok zor değildi oysa. Şairin sanal alanda şiir yazmasını coşturan alkıştır her yorum. Şimdi bir Metin kardeşimin bu güzel şiiri nasıl alkışsız kalır. Ölümü düşündürdü. Dizelerde her ne kadar bizim geçmişte yaşadığımız gibi pankart afiş ve yürüyüşlerimizi anımsatsa ve ölümden korkmayanların destanını dökse de, Turgut, Selim ve Semralar içimizden biri içimize giren birileridir. Bunu ustaca dize denilen duygu tasına doldurup sunmuş şiirkolik üyelerine. Ama üç beş kişi midir susuz olan. Tebrikler kardeşim. Şiirin sıcacıktı.
okunası bir o kadar da ilgi çekici bir eser olmuş imgeleri yine metince ve kelimelerde hoş bir tat var. sana has ve kaleminden anlatımın adı bile başka hoşlukta bir /ahmet kaya/ şiiri duyar gibi oldum. ve çok beğenerek okudum 😙😙😙
"ölüm her aklına geldiğinde, ah edip vah edip inleme, bu halinle, tanrıyı incitmiş olacaksın, ecel kapını çaldığı zaman, evi telaşa verme, o geldiği zaman sen gitmiş olacaksın."
sevgilerimle👍👍👍