Ölüme Nikahlıyım Ben
Hatırlar mısın Musa
Bizim aşktan örülmüş dünyamızı.
Kuru otlar gibi telef olan hayatımızdan
Öylece, vakitsiz çıkagelmiştik birbirimize
Eriyen ellerimiz pamuk şekeri
Dudaklarımız pembe gülümserdi bu yüzden
Geniş daireler çizerdi atlıkarıncalar kahkahalardan
Evreni büyütür dururduk aynı derya içinde
Merdivenlerimiz vardı bizim
Mevsim dışı asmalarla örülen
Şarabını içerdik aşkın üzüm tanesi olmayı bilmeden
Hatırlar mısın ! Musa
Ne kadar sıkı düğümler atsakta dileklerimize
Sırtımızda kader küfesi
Boyun eğdiriyordu baş aşağı harflerle yeminimize
Ne yapsak
İklimler birbirine geçiyordu / ıssızlık bize
Nemleniyordu çaresizlik atlasında düşlerimiz
Duymuyordu dünyamızda kopan fırtınaları hiç kimse
Boşluğun içinde yankılanan dilsiz sessizliktik biz.
Hatırlar mısın Musa
Karşı koyamazdım boyumu aşan rüzgarlarına
Sen avuçlardın yağmurlarımı inanç dolu kalbinle
Ben kıyamazdım omuzlarını yalayıp geçen alevlere
Kara gözlerimi gömerdim boynunun çukuruna
Sen yataksız sular gibi delice örterdin üzerimi
Ve ben
Sığınırdım bütün bir okyanusta ' O ' damlaya
Gecenin şerbeti yığışıp kalırdı kirpiklerimizde
Ağlardık biz.
-Ağla Musa..ağla ..yıkasın gözyaşların ikimizi
Beni yaratan, yaşatan sendin Musa
Yaşamak olan en büyük mucizeydi adın
O vakte kadar edinmiştim birçok fikir
Dünyanın dibinin ne olduğuna dair
Ama...
Istırap ! aşkın ortağıymış, Musa
Bilmiyordum....
-Nasıl bilemedim Musa ? ..Nasıl?
-Hayatla aramdaki son kapıyı sen tutuyormuşsun meğer
Hatırlar mısın Musa
Seninle sabahlasın diye bu gözler
Gece olsun isterdim
Dilersen bir daha görmesin günü.
Amansız bir sevda bildiğim gözlerin
Geçip akardı ince bir çizgiden içime
Akan her damla şiirlere mısra,hıçkırıklarım başlık olurdu
Gel, bak şimdi gözlerime Musa !
Kömür ocakları gibi zifire çalan renginden
Senden çizilmiştir orada kader
Damarlarımın gurbete uzadığından haberin var mı?
Senden sonrası yokluktu dedim Musa
Tüm zamanlara adını yazdım da
Yaşamadım ardında kalan zamanı
-Yokluğun ömrüme şimdi segah bir beste
Neden bilemedim Musa ? neden
Senin için gitmeliyim senden demek
Senin için hergün ölmekmiş meğer
Yaşamak yalnızca var olmak oluyorsa Musa
Yüreğimi bir mezara nikahladım ben
Umut debelenirken ayaklarımın altında
Gecelere masa kurup hayallerimi yedim
Çektim tüm pencerelerime yalnızlık perdesi
Ve şimdi geceler sensizlik kuşanıyor
Acıya hamal kalıyor ruhum
Ahh..Musa ,
Meğer,
Ben sende hayale inen ışıkmışım karanlıkla muteber
Alıp başını şafakla giden
Ve ne zaman aksa gök içimdeki masala
Hep gözlerimi yumuyorum
Bir varmış bir yokmuş varlığına
Biz neye yenildik Musa ?
İkimiz neden cehennem şimdi ?
Öyle karanlık ki...
Kıvrım kıvrım iniyor zifir gözlerimden
Meğer,
Bırakıp giderken seni, kendimi hiç alamamışım senden........
*lethe*
ikiaralıkikibinonikiningecesindeniçdökümleri
ölümü hatirlatan ölümü yazan şiir vakit belki de henüz erken hı.!
belkide bir nil daha açmali asa belki de hala suya hasret topraklar var hı.!
ama iyidir yine de ölümü hatirlamak ve bilmek; öldükten sonra üç gün tutulur en acı yaslar
(nevrotik)
🙂 teşekkür ederim Çetin dost..ziyaretin beni mutlandırdı.
sevgi ve saygılarımla
..her zerresi hak ediyordu şiirin ''su gibi'' deyimini bir yudumda derya sunan çok güzeldi teşekkürler tebrikler...
teşekkür ettim Bekir Bey..sizin kaleminiz/kelamınız yanında ben neyim ki.
sayfamdaki varlığınıza minnetle..
saygımla
Hatırlar mısın Züleyha ?
Ne çok sevmiştik biz seni...
Hoş bir şiir idi Demet hanım.