Ölüm'e Selam Olsun İhtimallerin İhmalkârlığında
Ölüm, az ağlamadım yokluğunda.
Kabul buyur lütfen bu naçizane merasimi.
Af buyur...
Biliyorum,
Onca yıl sonra sana layık değil bu karşılama.
Aldanma altımda topal kalmaya hazır, bu iskemleye.
Boynumdaki haşin mi haşin ilmiğe.
Biraz asabi geç kalışından,
o yüzdendir ilmiğimin taba rengine bürünmüşlüğü de.
Bak sağ elime!
Seni memnun edecek bir hediyem var.
Bir bıçak...
Belimden gergince...
Dilimden keskince...
Sertçe indireceksin şah damarıma,
İlmiğimin acizliğine uğradığımda...
Yaz aklının bir köşesine ve sakın unutma.
Hani olmaz ama bir ihtimal işte.
Gidemezsek buralardan el ele.
Sesimin boğukluğundan yola çık.
Gelişini bekleyen,
Gırtlağımda tedavülden kalkmış onca hap olacak,
İndir masamın köşesinde duran zehirle, en dibime.
Sal sonra kendini, içimdeki O'nun verdiği cesaretle.
Adımına hasret uçurumların ensesine...
Ve artık bırak 'kıl payı' kaçmaları.
Bahane sunma...
Tedarikli ve tecrübeliyim haddinden fazla...
Ve sende büyüdün artık,
Azrail'siz gel yanıma.
Bu gün, bu gece, burada...
Yarın o tabutta koyun koyuna olacağız unutma.
Bende son vereceğim, "gelen gideni aratır" inancıma,
Hoş geliş makamımda seni ağırlayınca...