Ölümün Al Rengi Gözümün Şevki
Sen ben s/andım
kuş gibi uçardım dağlarında sen vurulurken
ben ardında ölürüm diye sevmiştim
o dağ yamaçlarında seni arardım
yaralı bir kuş görür gibi gözyaşımı tutamazdım
ben sevda sanmıştım renkli rüyalara
oysa iki adım yokken biten umutların durağında
ve ben ayrılığın renginde umuda sevdalanmıştım
bu kadar kederin hikmeti ayan varken
sonrası gri bulutlar ardında doğacak güneşin sancısı
ölüm gibi al rengine hasret s/aldım yollarına
sen hep umutsuzluğu sevdirme
ben zaten kadare beş çekmişken
sen hala demlerin safasında kol gezerdin
gelmezsen gelme b/aşka sevdayı aramişca gezinirken
ruhunla yaşamişliği kar bildiğin o güzel hülya seslerin
durmuşken dost sandığın herkesi kardeş dost saydığın
ve
dalgacıların ahına bilendin her sefer uyanışımda
yoksa bu dünya yok oluşa içimdeki hüzünlere kalırsan
sevinçlerin darda kalıyorsa uç uçacaksan yüreğim sularına
uçarken gülüşlerine doymayan gözlerim
küsmesin yolun sonu aydınlık ve zorlu yollar
bilirim sensizliğin yok oluşuma kayıtsa
dağlarımda sen türküsü çalınır arşı ayan
gelirsin diye
yüzün bana ayan doğan güneş gibi
dağılır tüm benliğim sarhoş olur gözlerim
gittiğin her yerde
ela gözlerine düşer ışıldayan aydınlığın
bu devri alemi seyreleyen içimde kalan sen yaşanır
dil yarası göktaşları yağar başım ağrılı gönlüm yaralı
yüreğimin sızısı başlar sensizlığın kor gezerse
yağmurlar yağmazsa
bu tarla susuz kalır çimlenmez aşkı yeminlerin
güzel ejderha gönlüm seni tanır
hep seni görür gönüle düşen acıların
ve seni büyütür gecelerim
büyük bir ada içine toplanan güneşlerin
deniz ortasında doyulmaz sevdalara yeminli
beni büyüleyen emin gülüşlerini özlerken
seni bağrımda taşırım gecelerim
sensizliğin ölümün al rengi gibi özlerim gözündeki şevkin...!
05*10*13*Karataş*