Ölürken Ardında Gözlerim Sele Dönsün
Görmüyorsun be dünya dönüyor
şimdi de başım dönüyor seni görünce
Şıp gördün
şıp sevdim
biliyormusun
çok sevdiğimin gözü yaşlı yürek yaralı
bu zamansız z/amana gönül b/ağlarına kalınca mı
pervane misali beyin hücreleri ç/alıyorsa
benciliğin adamı yemesi zor bir bilmece
oh gönlüm ahuzar kalır dara kalırsa sensiz n/eylerim
sana hastayım
kötünün iyisi bulunmaz hint kumaşı yok sayılandı
yiğidin kollarına kalmış bir kuş sesi
ötmez işte fırsat bulursa uçar gidersin uzak diyarlara
yuh be kadın yuh olsun ki
beni ruhlara bıraktığın dağların karı erimezmiş bildiğim
başımın karası yüzümün belası
yaralı yüreğim dermanı yok söyler
be adam
yok ederine kor eylemiş gönüle toz eylermış
ne güldüm ne de ağlayabildim sistemin çarkına dişliler kırıksa
kirli ruhların koruyanlarıda yasa tasarısıyla korunurlar
demin de yüreyenlerın t/asası
gözüm kaşım solsun ki
köroldum seni sevmekten
seni sevmeden yaşamakta ayrı bir dünya yolculuğu
yaşarken ölmek daha zor be gülüm
can cana
kan kana da hasretlik çeker gönül b/ağlarım
seni seven adam
fırtınalı günde kasırgaların ardında uçan kuş sesinde
ağlayan gece gündüzün ardında
bir garip var buralarda vardı dersin gitti uzaklara
kayboluşlara duran gürbetin acı hatıraları
sevdim sevilmedi gönül kuşu konmadı dalına
seve candan gönüle akan nağmeler konuşurken
her dağın ardı sıra yollarda doruğuna dursam
var yoklar ülkesinde yaşamak zor olsa da seni sevmek zor gülüm
ben seni nasıl nerede seveyim ki
sen uçansın sarılıp kollarıma kalayım
bu gönlümün kapısında cennet kapısı açılsın
söyle dilberim derdin nedir bileyim
sana olan sevdam bir lokma emek kadar
bir tas su
bir avuç gülüş
yada bi gülüşün yeter
bir gülüş bir ömre yetsin söyle ben nasıl seveyim
ölüm zamanında sevdam gözlerim sel olsun
yüzündeki ışıklı gülüşlerine
40*01*13*Karataş*