Ölüyorum Hayat
Ve ben ölüyorum hayat!
Canlı canlı ölüyorum
Sen bilmiyorsun
Görmüyorsun susuyorum
Sen anla istiyorum hayat anla!
Yemyeşil kırların var
Baharın, yazın
Kelebeklerin, kuşların
Anlık kandırmacaların var
Aldatıyorsun beni hayat!
Oyalıyorsun...
Günah tohumları gizlemişsin
Kurak çöllere
Kaktüsler sığınırken gölgelere
Avuçlarımı kanatmışsın
Canımı yakmışsın
Battıkça gülün dikeni tenime
Hani benim umutlarım?
Hani cenneti çizmiştim hayallerime?
Her köşe başında bir ucube
Ürkek arzular gizlenmiş
En masum dileklerimi atmışsın
Bana sormadan
Yeşilsiz bir dağın tepesine
Kaç kez aldanacağım daha?
Kaç kez hüsrana yem olacak iyi niyetim
Karanlık bir girdap gibi
Döndükçe kendi eksenimde
Daha kaç kez kıyameti düşleyeceğim?
Ve ben ölüyorum hayat!
İhanete, yalana, riyaya ölüyorum
Ciğeri beş para etmez bir kan bedeli kahrım
Hastalıklı bir ruhun kromozomlarına
İliklerime kadar batmışım
Kesseler bir damla itimat akmaz yüreğimden
Her sahte yüzde, her sahte sözde
Biraz daha eriyorum
Gönlüm ölüm orucuna niyetli
Muhabbet sofrasında aç bilaç
Sadece yaratana adadığım sevgiyle
Kutsal gecelerin birinde
Nefis gömleğini atıp dünyaya
Ben ölüyorum hayat!
Ölüyorum!
Bir serçenin gözbebeğinde.
Gülcenaz