Ömrümün On Dokuzunda

I

Seni kalbim de taşıdığım ilk sonbahar bu
diğer sonbaharlar gibi yalancı ve geçici değil
dışarıda hafiften başlayan bir yağmur var
bu yağmur sana olan aşkımın gözyaşları
sonbahar güneşi açınca semada,açan güneş
güneş değil senin gülcemalin güzelim.
vücudum artık aşkına antikor üretmiyor
benliğim senin sevdana kapılmış
varsın benim derdim sen olasın
bu dünyadan irtihal edeceksem
sebebim de sen olmalısın güzelim.

Alsam seni nesre katsam
anlatılamazsın ki kelimelerle
ne bu edebiyat anlatmaya kafi gelir seni
ne de biçare ben tanımlayabilirim
edebiyatın bittiği bu yerde seni.
Albatros kuşları gibi uçmayı öğrenirsem bir gün
Alaimisema renginde konacağım kapına bir gün
ömrümün on dokuzunda sevdalandığım dair
tek şaidim bu şiirin bu dizesi olacak
geri de ne yanık kağıtlara yazılmış
senin namına akrostiş şiirlerolacak
ne de abanozlara dökülen içli nağmeler
sadece bu şiirin bu dizesi kalacak
ömrümün ondokuzunda sevdalandığıma dair.

Tam içmeyi unutmuşken sarhoş oluyorum ilk sonbaharımda
vaziyetim kötü...
yığılıp kalırsam buraya vebalim senin boynuna
hey miço! kaldırmayın beni bu masadan
karşılayacağım yeni günü ve baharı bu kafayla
salaş bir meyhane de olsa burası
seni düşündüğüm her yer ve seninle olan
ilk sonbahar da burası senin kokunla dolu ya
işte bu yüzden seviyorum burayı
burayı sevmemim diğer sebebi de
camdan içeri vuran ilk sonbahar güneşini
ilk önce ben görürüm ve seni görmüş gibi
heyecanlanırım.

II

Eylül ayı sonbahar başı
seyretmek ne güzel olur göçmen kuşları
hissetmek ne kadar güzel ılık esen rüzgarı
bir de düşen o yapraklarla savrulmak
rüzgarın götürdüğü yere gitmek
karşı koymamak doğaya karşı koyamamak
belki sevgi dolu bir gönüle düşmek
belki yalnız kalmak
bir de nefesinle buğulanan cama
seni seviyorum yazmak
üstüne üstlük yaşamak
Eylül ayı sonbahar başında.

Bu mevsim de yağmurdan sonra açan güneş var ya
işte bu beni cezbediyor
önce yağmur yağacak toprak ıslanacak
ve ben yürüyeceğim
çıkmaz bir sokağa gireceğim
tenha bir parkta tek başına oturacağım
sonra o çok sevdiğim hüneş açacak
yağmur dinecek ve ben
yağmurun bıraktığı izlere bakıp
düşeceğim yollara
düşüneceğim sonra...

Düşüneceğim ya o zaman varolmayacağım
varım ki,
bu parkta bu ıslana bankta oturuyorum ki
SENİ DÜŞÜNÜYORUM
"Varım o halde düşünüyorum"
varım ki seni seviyorum
felsefe yapmıyorum!
benim felsefem sensin.

Şehrin bir tarafını sis kaplamış
bir tarafında da sonbahar güneşi açmış
şehrin bir tarafı kış, bir tarafı bahar
çünkü şehrin bir tarafı senden mahrum
diğer tarafında ise sen varsın
güneş nasıl aöçmasın ki!
mahsusu yürüyorum sabahları seni ilk gördüğüm yere
ömrümün ondokuzunda sana sevdalandığım yere
mütamadiyen seni görüyorum
ve seni görmeye geldiğimi
muhtemelen sen de biliyorsun.

Biliyorum çok zor bazen gökteki yıldızları saymak
sağanak halinde yağmur boşalırken güneşi aramak
çabalamak yüzme bilmeden okyanuslar aşmak
uçan kuşları elinle sema da yakalamak
ama sen bana bir gülsen güzelim
olmazlar olur zorlar kolay olur
senin bir tebessümüne
saçının bir teline bile halel gelmesin
delikanlılık var serde yakarım dünyayı
tarih kitapları benden bahseder
Sezar'dan bile ünlü olurum senin için.

III

Ömrümün ondokuzunda
sonbaharda
sevgiler vardır denizden çıkmış-
balık istifinde
kağıt helva kıvamında aşklar vardır
çıtır çıtır kokusu mesteder
aşıklar vardır hem de tatlı lezzetinde
çay bahçesinde yenilen tatrlı niyetine
ve...
içilen çay deminde aşklar
yazılan şiirler
seni her görüşümde
aklıma her gelişinde -çıkmazsın ki-
içimi yakan esmer bakışın
ve sana yazılan şiirler
ömrümün ondokuzunda
...delikanlılık niyetine.

07 Eylül 2010 77 şiiri var.
Yorumlar