Ömür Dediğin Gülüm

Ağustos;
Hüzünlerin tuhaf,ikircikli ayı.
Bir sözüne bakan,
gitmekle kalmak arası bir zembereğin kurulmuş yayı.
İki adım ötesi,
genizleri yakan,
limon kokulu sevdaların eylülü.
Sevdadan yana,
ağzını bıçak açmayan kalemlerin susa büründüğü,
astım krizine tutulmuşcasına,
kahır kahır öksüren dizelerin ayı..
Uzaklardan bir şairin hüznünün sesi gecenin sessizliğinde.
Böyle olmamalıydı,
böyle olmamalıydı diyor dizelerinde.
Çığlıkları sanki dizelerine yakılmış ağıt,
amansız illete tutulmuşcasına.
Hani;
Aman dilese amanlı illet mi olacak?
Kurtulacak mı dizeleri bilinmez.
Ama bildiğim,
hüzün eylüle,
eylül dizelere öylesine yakışıyor ki..
Aslında her şair sevdiğini yazmak,
Her şiir sevilende yaşamak ister.
İster de canım,
...........ister de gülüm.
Yoklukları değil midir ölüm?
Ocak;
Zemheri ayazı,
kardelen güzelliği,
ve içinde taşıdığı yalnızlığı.
Bir şairin aklını karıştıran kalemin kararsızlığı.
Bilmem kaçıncı sone diyor,
iliklerime kadar üşütse de aşk diyor.
Oysa,
dizelerinin doruğunda,
............bir kardelen yalnızlığı gülümsüyor..
Ocak yaralı,
bense,
bense hala seni yazmaya çalışan bir sevdalı..
Kol kola aşıklar değil miydi,
...........gördükçe hasedinden çatlatan seni..
Suyu yürürken gördün mü hiç?
Nisanı izle,
çiçekleri gözle.
Rengarenk çiçeklerin kokusunda,
meyve veren sevdaların tadında,
aşkın tam kıvamında..
Beni hatırla sevgilim,beni özle..
Baharı gönlüne,
.................sevdanı gönlüme sözle..
Bak işte nasıl yürür su o zaman,
nasıl koşar dolu dizgin nisan aşkına.
Bir şairin kalemi nasıl döner şaşkına..
Ah sevgilim bilmezsin,bilemezsin..
Nisan sevdalı,
...............ben ondan beter sevdalı..
İşte gülüm;
Sevaplarıyla,günahlarıyla,
dengelenmiş bir döngüdür ömür..
Bazen acısı,baharatı bol,
...........................kısır olsa da.
Geçen günleri,ayları,
geri getirmek mümkün olmasa da.
Ve şair;
İnadına aşk diyerek,
adını inadına bilmem kaçıncı sone koysa da.
Metelik dahi etmeyen,
boşuna harcanmış bir bozuk paradır ömür.
İçinde sen yoksan,
.....................sevdan yoksa...