Omzumda Kurumayan Gözyaşları
meleğin kanadından
ayrılık duası ezelden sürülmüş gökyüzüne
ne zaman toprak kokusunu usul usul çeksem içime
içimden bir deniz kopup gidiyor
kuru gül yapraklarını da katarak sularına
dağılmış nar tanelerini andıran gülüşlerin
gamzeleri biteviye sardığı birkaç ilk gün ışığından başka
biriktirdiklerimden geriye çok birşey kalmadı
adını bildiğim papatyaların
açtığı mevsimi hatırlamadığım günlerden geçiyorum
hissediyorum yakındır
bir zamanlar doyasıya sarıldığım
ve her rüzgâra fısıldadığım sözcükler de terk edecek tenimi
ve dilim de onları
oysa hiçbir zaman
kurusun ve yok olsun diye dokunmadım
dalında bir çiçeğe
sonra bir romanın
saman kağıdı yapraklarını ıslatsın diye
aralamadım gözlerimi aşka
ve de omzumda kurumayan gözyaşı biriktirmek için izlemedim
güneşin batışını
ayın beyazını
eylülü
mayısı
ve her an bayram sabahı sevinci kaplı gözleri
şimdi
tüm unuttuklarıma ve unutacağımı bildiklerime rağmen
sığınağım
ölümün bile son değil
yeni bir başlangıç sayıldığı bu evrenin
ve sonsuzluğunun bir gün bana papatya mevsimini
hatırlatma ihtimali
Sözcükler kendini hatırlatır, mevsimler gibi bir kitap kokusunda. Kutlarım güzel şiiri.