On Sekiz Eylül İki Bin On Bir Pazar

dağınık kelimeleri toparlamak çok zor
iki büklüm umutların hayal kahvesinde
ahmaklık ve aşk zar atarken üstelik
her taşın altına elimi soksam yalnızlık çıkıyor elbet
aldırmıyorum,nede olsa umut tarlası bu
sürgünü mahpus gibi her defasında

tarih onsekiz eylül ikibinonbir pazar
bütün yüklerimi alıp gidiyor bu şehir
üstüme bıraktığı aşk hırkasıyla bütün bir yıl ömür geçir der gibi
hoşçakal'ı bırakıp yanyana beni bırakma diyorum,anlamıyor
olsun,olsun ben geleceğim nasıl olsa aşk kabanını alıpta Ankara'ya
üşümem yalnızlıktan,ulusta bir sabahçı kahvesine sığınırım
Tandoğan'daki fakültenin önünde usulca gece'ye armağan ederim
intihar sessizliğiyle aşk'ı....

hoşça''kal''...
bugün ayın yirmikisi ve perşembe
tekrar yağmur yağıyor,sen yoksun,iliklerime kadar ıslanıyorum
terkedilmiş bir evin avlusundaki elmalardan tadıyorum,
ölüm,pamuk prenses değilde;ben'i sana kavuşturur diye !
söyledim ya,bu son veda busesi !

susuyorum...
senin gözlerinin içine baktığımda sustuğum gibi...

Ankara'ya

10 Aralık 2011 56 şiiri var.
Yorumlar