Onu Beklerken

Derin bir ah'tır çekilen
tıpkı her şeyin üstüne su gibi içilen
gelmişe geçmişe küfredip
ve sonra
hiçbir şey olmamışcasına
umursamaz
ve öylesine mağmur pineklemek
ne zaman gülmüşse yüzüm
gam ve kederden
ne zaman mahkeme duvarına dönmüşse
inadına sevinçten
sanki her şeyi yaşadık bitti
sıfırı bulduk sanki
oysa bulamadığımız tek şey vardı
yaşamak için gerekli
her zaman haklıydım ekmeğin çözümünde
tıpkı Brecht gibi
( belki Brecht'in zamanındaydı
ekmek verenler
ekmek için bize gel diyenler )
yazıktır bir yuduma muhtaç olanlara
yazıktır caka satan soylulara
ve yazıktır ki her şeyin başı devlete
artık ne gönülden geçer
ne gözden
ruh yok
vicdan yok
her şey viranelik

Ziya Paşa'm şimdi her yer kâşane
gel gör ki şimdi insanlık virane
ülkeyi sorma zaten o bir tımarhane
he Ziya Paşa'm o kâşanelerde
o biçim kerhane
sizlerin ard gelenleri ise puşt
pezevenk
ibne

Bu bilmem kaçıncı şiirim
hiç hatırlamam ki
güzelliği anlatan
sevinçle dolan
baharda cıvıldaşan
kuşları
atları
ağaçları anlatan şiirim olsun

Bu bilmem kaçıncı şiirim
hiç hatırlamam ki
sıfatsız şair olan şu adam
bir gün mutlu olsun
yine de kör topal yürürüz yarınlara
yatarız sabaha çıkacağız diye
söyleşiriz üstü açık damlarda yıldızlarla
biliriz çünkü güneşin her sabah
her sabah doğudan doğacağını
ve bekleriz doğacak o güneşi


6 Ekim 1994

18 Aralık 2010 85 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar