Oradayım
Bana dek dur diyorsun,
dek durmak-ta ne?
insanca yaşamak, çoğul olmak, çoğalmak
özgürce yaşamak varken
durulabilir miyim anne?
bir bağım olsaydı,
şöyle dayakla dövülseydi tenim,
bağırsam,çağırsam türkülerimi doyasıya
kuzu kuzu yaşamaktansa anne
domuz olsaydım
hayatta en değerli ve satın alınamaz erdemler değimliydi masumiyetin
çocuklarının güzelliği nur gibi parlayan yüzüne vurur
anne sen öyle güzeldin-ki anlayamazdın beni
işim olsun,aşım olsun,eşim olsun derdin
maden ocaklarında kömür yüzleri güzel, ölenlerin
çığ altında kalmış bir ulusun şehitleri haykırıyor uzaktan
halay çekenler, düğün edenler işte o topraklara basıyor
Ulukışla'da,Kaz dağı ve Madra dağında altın arıyor emperyalist sömürgenler
benim vücudum bunları kaldırmıyor
bütün bunlara isyan ediyor
dek durmak ne anne?
dek duracağıma
külçe olup ta mahalle ortasına atılsaydım
yüzü insana benzeyenlerin içinde şeytan yaşıyor
bak her yere sinmişler,
hava pis, leş, çöplük kokuyor
kimileri dek duruyor
dek durmak ne?
demokrasiyi paçavra edip, altından seccadeye dönüştürmüşler,
itaat edeceksin başka yolu yok diyor buyuran
ve diyor-ki bu benim hoyratlık dönemim, sen susacaksın be adam
bak seni de, beni de kovuyor yerimizden ana
mülkiyet haklarımızı elimizden alınıyor, içim içime sığmıyor anne
yaşam içinde kaybolmaya mehil verenlerin elinde silah
kurşunları doldurup doldurup sıkıyorlar
kaçmak-ta ne anne
kaçmak ne
böyle yaşamaktansa
sırtımdan vurulsaydım
domuz bağına bağlanan
sırtından vurulan
külçe olup-ta atılan
oradayım anne işte
dek durmak ne
orada sevgili annem
yaşam.