Örümcekleri Öldürmeyin
gecenin orta yerinde sesinin zarafetine inat
sert rüzgarlar gelip geçiyorlar sağımdan ve solumdan
ay şarkısı söylüyor sahilde yalnız bir kadın
anlamak istemiyorum aşkın uzaklara yenik düşme bahanelerini
ömrüme vefasız sebeplerden artık tek hayır yok
tarih yalnızca zamanın aldatması noktasız aslında
takılıp kalan biziz düz okumak lazım duraklamadan hayatı
nisan ayında Ankara’da nergis bulamıyorsun mesela
ve sipariş üzerine bir gün öncesinden gelen çiçekler
direnemeyip yokluğunun havasızlığına soluyorlar
arayıp durduğum bütün sırların ötesine geçip
göz bebeğimin ortasına yerleşiverdi hüzün
ölüm geliyor aklıma saklı şehrin kayıp anahtarı
çıldırtan yanılgılarımın nisan yüzlüsü ellerin
mazlumlar için aşk ayrılığa sarmakmış bütün vakitleri
buralarda sensiz yaşlanmanın imkansızlığı vursun beni
yüreğimi tüketsin sahibinin ihanetini görmüş
koşturmaktan bir ömür halsiz düşmüş sütçü beygirleri
ne garip onca zaman sonra intihar hissinin o şuh azameti
sokak çocuklarına bile acı verirken sokaksızlık hissi
küçük bir ada bulmalıyım kendimle hesaplaşacak
alacak verecekten çok arta kalanlara bakmalıyım biran önce
çarşıda pazarı karşıda kıyısı olmayan yalın ve çıplak
ne yakıyor biliyor musun içimi yaşamaktan yana al gülüm ver gülüm
bir gün vebalini çekeceksin öldürdüğün bütün örümceklerin
Bu sayfayı en son okumam gerek ki üstüne başka bir şey düşmesin ağzımın tadı da ruhumun dinginliği de bozulmasın :) varolasınız usta