Ötanazi
dudaklarımda cam kırığı
kana bulanır
nakaratında öpüştüğümüz şarkı
ilk gün trenine yetişemeyecek kadar yorgun
son gece trenini yakalayamayacak kadar bıkkın
origamiden şiirler
arabaların uzunlarında
asfalta düşen karanfiller
kentimin kendince
mum kokusu
denizden denize halılar üzerinde
aşk dokusu
birbirine benzemeyen insanları
birbirinden ayıran
ünlem işareti
göğü delebilen kırlangıçlar dahil
bilirler ki
yolculuk yolun tahrip gücünü ölçmek üzerine kuruludur
sunu
repliğimi unuttuğum son sahne
-doğaçlama-
tifodan, dizanteriden ölmeyeceğiz biz çocuklar
ruhumuzda yükselen gayriyaşamak binalar ve
gidememek vuracak bizi