Öte'ye Yol Var Mı
Büyüdüm...
Çok değiştim..
Yitirdiğim onca şeyin acısı
öyle değiştirdi ki beni,
yeni bir ben yarattım
kendimden...
Öyle anılar saklamışım ki içimde,
hep bugün gibi,
hep gelecekmişsin gibi..
Gelmeyeceğini
kabul ettiğimde
bir kere daha büyüdüm
ve bir kere daha değiştim...
Yağmurlar
toprağına değil
bana yağıyordu sanki,
gökyüzü
senin güllerini değil
beni büyütüyordu...
Hasret
sana değil
bana koşuyordu her gün.
öyle büyük bir boşluktu ki
yitip gidişin,
daha önce kullanılmamış olsaydı
adına kara delik derdim..
Ne varsa yutan,
mutluluk sevgi özlem
neşe sağlık ve hayaller...
Büyük bir boşluk...
Geride yutulmamış
hiç bir şey bırakmayan...
Aynada yansıyan
senin gözlerin,
saçların kaşların...
Anlam...
Bir çiçek bahçesinde
uçsuz bucaksız bir mavide
koşar adım yürüyen
bir kız çocuğu masumiyetin
ve bir de nefese meydan okuyan
asi ve hırçın gözlerin...
Hepsi aynada şimdi...
Çok değiştim çok,
büyüdüm aniden...
Bir geceyi sabaha bağlayan
yıldızlar kadar çok
ve hayal edemeyeceğin kadar derin...
büyülü şarkılar
söylemiyorum artık,
sessiz mırıldanışlarım
gökyüzünde yankılanıyorlar...
Kimsesiz bir kalabalığın ortasında
bir Sartre kadar yalnız,
bir Camus kadar yabancıyım kendime...
Yutuyorum
yitip giden ne varsa içimde...
Susuyorum,
öyle ki içimde kopuyor fırtınam
Kim bilir,
Nereye...
Gülünce alabildiğine yüksek,
ağlarken öylesine içli ve sessiz...
Dibine kadar yaşıyorum
galiba yokluğunu...
Bazen yeni dostlar geliyor
çalıyorlar kapıyı,
bilmiyorlar ki
içeriden açılıyor kapı...
Bazen eski dostlar
sıkılıp gidiyorlar
vurdum duymaz...
Anladım,
büyümek
ipi tek başına göğüslemek...
Çok değiştim, çok...
görsen tanıyamazsın..
sahi
görüyor olabilir misin?
Bak sana ne anlatacağım,
bir kitaba sardım bu aralar,
ölümden sonraki yaşam ...
Burada olsan
eminim defalarca okur,
defalarca bana sorardın
ya da yok sormazdın,
defalarca anlatır,
benim gibi düşünen
biri varmış diye sevinçten
havalara uçardın...
Tesadüf mü bilmem,
senden sonra
senin gibi düşünen
öyle çok kişiyle karşılaştık ki,
kanıksar oldum artık.
Ne diyordum...
o kitap...
İşte belki de görebildiğin,
duyabildiğin
ve hatta belki
konuşabildiğin bir yer orası...
Ne var ki,
şanslı olamıyoruz,
seni duyabilecek kadar...
Belki de,
o kadar uzakta,
değilsin...
Cennet ya da cehennem
orada yok,
her ikisi de
burada..
ne kadar
huzur mutluluk
ve sağlık var aynada
o kadar cennetteyiz aslında...
tersini de biliyorsun zaten..
gerek yok anlatmaya...
Şu son günler
her zamankinden daha çok
duymanı isterdim beni,
ve ben de seni...
Öyle ki,
o büyük kalabalıkta Sartre olmak,
bu kara delikte Camus olmak
ve toprağının başında oturmak
çok zor artık...
Öyle ya,
büyümek hiç birimiz için kolay olmadı...
Bir istiridye diyorum artık hayata,
hepimiz istiridyeleriz...
Bilirsin
kıymetli inciler istiridyelerde oluşurlar.
Fakat öyle kolay değil...
Önce kum taneleri girmeli içeriye
ve rahatsız olmalı istiridye...
Yani düşünsene,
bir istiridye bile
acı çekmeksizin kavuşamıyor inciye...
İşte ne ilginç ki,
bizim hayatımız da
bir istiridye...
En güzel inciyi yaratmak üzere...
Okurken zevk aldığım çok başarılı bir çalışma olmuş Hayatın bütün gerçekleri ile Öte'ye Yol Var Mı? Bütün yolların açık olması dileğiyle Bu güzel çalışma için sizi kutlarım Kaleminiz daim olsun sıla hanım Saygılarımla👍👍
Kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim hocam.. 👧
Hayattan bir dolu yaşanmışlık, biraz sorgulama ve hayat tecrübelerinin ileri ki yaşlara taşınması. Kimi mutlu, kimi hüzünlü gelip geçen yıllar. İnci gibi hayatta kıymetli aslında değerini bilerek yaşayanlara ne mutlu her şeye rağmen. Güzel bir şiirdi tebrikler içtenlikle Sıla hanım...👍