Otorite Devri
Çocukluğumun uykusuz sabah namazlarının yerini,
ibadetin en evrilmiş haliyle tefsire şayan,
gece nöbetlerinin ihtilâmına bırakıyorum
bir küçük kuşuyla
ve yeryüzünün dört bucağına zehirli dualarla.
Tek korkum, kafamın içinde konuşan o sesin ben mi olduğum
ya da bu yaşıma kadar henüz kendimi tanıyamamış iken
yarın ölüvermek, diyor o ses ve iç savaş başlıyor
yahut gözlerimi açmadan bitiyor, ne gülünç.
Bana nasihatler yağdırıyorlar körkütük
süt banyosunda ufku küllenmiş döl karası narsistler.
Kasırganın içinde dans ederken fırtınanın huzursuzluğunu
nahoş bir özgüvenle sela veriyorlar.
Son savunmalarını yaptıktan sonra pusulamdan atıyorum
parsel, parsel,
arşıma zincir, gövdeme tehdit, gözlerimin ferine şükür ve isyan.
Tanrım, yine iç ses!
Sosyopat birine ağır, çok ağır bu yük/lü sızı
ekmek arası kurşun bu ayetler.
Tantalos'un ızdırabı olsun
doksan dokuz adını silsin bu ustaparmak
yeter ki cilalasın bu ezgiler çatlaklarımı.