Otuz Beşinci Basamak Mukaddimesi

Bir Mayıs ayı daha geldi
Böylece, doğum ve ölüm arasındaki iniş çıkışlı
Güzergahın bir basamağı daha geride kaldı...

Yavaş yavaş ömrün basamaklarını çıkarken
Eskiyen yılları saçlarımın aklarında kaybettim.
Geçen yılların yorgunluğunu dizlerimde,
Hayat basamağında attığım her adımda ise
Zamanın sıkletini ayaklarımda hissettim...

Dönüşü olmayan gidişin sapaksız
Ve sekili yolunda;
Bazen ağır ağır yürüdüm.
Bazen aksak..
Bazen ise koşar adımlarla...

Bu yolları çok önceden kat etmiş
Pir-i faninin dediği gibi,
Otuz beşinci basamağa kadar
Zaman ağırdan alır her anı
İliklerine kadar hissedersin yaşamın tadını
Lakin, sonrası durduramazsın zamanı
Öyle hızla sürükler ki seni
Birden bulursun kendini
Kabrin kapısında ve hissedersin ensende ölümün ılık nefesini...

İşte böyle ahvalim;
Otuz dört yıl pembe renklerle bezenmiş hayatım
Otuz beşinci basamaktan sonra ne olur halim
Hiçbir şeyi geciktirmeye gelmez
Bundan sonra kalmadı mecalim...

'Görelim Mevlam Neyler
Neylerse Güzel Eyler.' diyerekten
Ömrün hayırlısını temenni edelim...

Mayıs, 2012.