Öyle Bir Konuşmadım ki
Öyle bir konuşmadım ki
Dilimde kesik yara
Bir ayna ve
Odalar
Hatta
Öyle bir dokunmadım ki
Mor akşamlarımıza dalgasını vuran gül dalı
Bir şiirle benzerimi üşümesin
Uyanmaz dediğimiz boşlukları soluyan şehrin başına dikilen ışıklar elini tuttuğunda bulutun
Güneşle aramıza bir şey değdi
Kabında zonklayan çiçek/
Çiçeğe durduğunda ağaç
Çiseliğinde söz suskunu kanat eğildikçe çatılara
Bir damla umut avuçlarda
Yürüyoruz
Göğsümüzde yolculuğu çığlıkların
Uğuldayarak büyüyen çocuk sesi ve
kokusu kökünde toprağın
Açılmış kuyulardan bakıyorum
Yok ağlamayacak uykular bir şehrin kulesinde
Ki,
Ruhun teriyle ezberlediğimiz gülümsemeler
Sokaklardan geçen rüzgar
Artık bütün örtüler beyaz
Ölüme daha çok var
...
ama dokunmadan kokmaz ki fesleğen ..meramını anlatamaz.. dokunmalısın bence ..ve okşarken yeşil çil lekeleri bulaşmalı avuç içine.. hee bak; crassula ya dokunmasan da olur.. para bereket getireceği inancı hurafedir batıldır.. tersi olsaydı ben hem şair hem zengin olmuştum.. sevgimkere saygımkere
ölüm mü o da kim...
İçimizdekileri sustukça daha da büyür dilin sancısı yarasının derinliğinde yine de ruhumuz hep tebessüme dönüktür bir de umuda elbet var olasınız Tülay hanım sevgiler
Bazen susmak,kaçmak,uzaklaşmak gerekir. Tebrikler Tülay hanım.