Öyle Bir Sevmek-Sevilmemek
Öyle bir yakmışsın ki bu adamı;
Dört mevsim geçti üstünden, sönmedi.
Bu sene İstanbul'a kar da gelmişti halbuki.
O karlar bile söndürmeye yetmedi.
Öyle bir silmişsin ki bu adamı;
Sayfalarında izler bile yok, yepyeni.
O defter hikayemize yetmeyecekti halbuki.
Başkalarıyla doldu taştı, şimdi bilmiyor bile beni.
Öyle bir kırmışsın ki bu adamı;
Kalp kırıklarına basmaktan yürüyemiyor.
Ufacık tefecik, çok narindin halbuki.
Aklım almıyor, yüreğim inanmaya elvermiyor.
Öyle bir sevmemişsin ki bu adamı;
Gözün görmüyor, ruhun duymuyor öleni.
Diken batsa ona, sen ölüverirdin halbuki.
Oscarlık bir tiyatroymuş, hem de aleni aleni.
Ve bu adam öyle bir sevmiş ki seni;
"Ölene kadar" dedi.
Öldü.
Hâlâ seviyor seni...
Öyle bir sevmemişsin ki bu adamı;
Gözün görmüyor, ruhun duymuyor öleni.
Diken batsa ona, sen ölüverirdin halbuki.
Oscarlık bir tiyatroymuş, hem de aleni aleni
Bu tiyatroları çok yaşayacağız anlaşılan hayatta güzel bir şiir kutluyorum Burak bey