Öylesine
Beykozda salaş bir meyhane.
Üç bes masa,beş onda sandalye.
Duvarlar her halde kerpiç,tavan hasırdan.
Her hafta gelirim hiç aksatmadan.
Şalaş malaş ama mezeleri enfes bir tat.
Bir arnavut cigeri varki amiyane tabirle yemede yanında yat.
Unutmadan söyleyeyim burası filozoflarıylada ünlüdür.
Bir filozof lazım desen,bütün meyhane gönüllüdür.
Neyse, bir iki derken şişe dibini bulur.
Her zamanki gibi önce vatan sonra dünya kurtulur.
Bu dünyada her şey fani,kalacak varmi baki.
Öyle değilmi kardeş kafana takacak ne var sanki.
Eskilerin dediği gibi her şey yalan,her şey boş.
Efendi sen hala maddenin peşinde koş.
Aşk meşk varya ıvır zıvır onlarda palavra.
Sonunda olacağın seninde kadavra.
Bu gününü yaşa,arkana dönüpte sakın bakma.
Senedin mi var,cıkarmısın yarına.
Bu sözler benim değil,yan masadan ikram.
Feleğin tokadını yemiş,farkında değil fukaram.
Güzelim seninkine züğürt tesellisi derler.
Terbiyesizlik olmasın ama müsait bir yerinle gülerler.
Hadi aşk meşk boş, anladıkda paşam.
Madde varya madde .onsuz olmuyor yaşam.
Herifçioğlu halen herşeye boş ver diyor.
Ya dayak yememiş yada saflığa veriyor.
Tuzu kuru olanlar nasıl da belli.
Kafada saç kalmadı yaş oldu elli.
Bizde aşk meşk düşünecek hal da kalmadı.
Vakit de epey ilerledi,yavaş yavaş kalkmalı.
Geç kaldınmı köroğluyla halimiz papaz.
Kadın milleti bu,erkek halinden anlamaz.
Öylesine bir yaşam bizimki,kör topal gidiyoruz.
Gün gelince sevinip,gün gelince ağlıyoruz.
Yine fazla kacırdık,benden bu günlük paydos.
Köroğlundan izin alabilirsem haftaya burdayım beykoz.