Özde Hürüm Özgürüm
Özgürlük mü,
Kölelik mi aradığım anlamda.
Bir dağ başında kendini arayan insan;
Güneşe ay'a eğilir tapar,
Kaç gece geçer bundan.
Kaç defa kendini vurur en derine;
Tüm bunlarda bulamadığı
Özgürlük nerede.
Döner kendi içine,
Ağaran saçları,
Ağlayan bebeğin avuçlarına verir,
Geçen her şey gibi özgürlükte ölümlüdür.
Lakin, gökte uçarken
Her kanat çırpışında,
Düşünceleri daha bir bulanır;
Özgürüm diyerek nefsinin hücresine kapanır.
Artık mahkümdur.
Şehvet, hırs, makam, tembel avuntular;
Nefsine hoş gelen ne varsa,
Vurulur ellerine, ayaklarına birer birer
Prangalar.
Doğrulmak zordur bu küçük çocuğun elinde,
Gün olur dövünür,
Gün olur sarhoştur gönül.
İşte yanında dikilmiş şeytan
Bak diyor ki;
Ey nefsini kulu olan insan
Özgürsün işte...
Adı batsın böylesi özgürlüğün,
Binlerce tağut eker zihnime.
Ne zaman bu putlar kırılır bilir misin;
Alnım sürülür secdeye.
Eğilir, tekbir için başım,
O zaman yükselir,
Allah için doğrulur,
Kendi içimde.
Özgürüm işte;
Tek Rabbe boyun eğdiğim de...
(Şubat 2010)