Özgür Sahne
Yine kurulmuş bir sahne özgürlüğün peşinde
Düşününki iki kafeste ayrı iki güvercin
Biri kafeste biri özgürlüğün peşinde açmış kanatlarını
Bir atın sahilde kumsalda özgürce koşarcasına dalgalara bırakışı
Kızıllaşmış günbatımında bir martının süzülen kanatları gibi
Parmaklıklar arkasında bir kadın dışarıda ise sazını çalan bir adam
Kafesin içinde bir yiğit ona efelenen kadın
Kucak açmış bir özgürlük abidesi mum ışığından yanmış elleri
Bir tokayla bağlanmış saçların meydan okuyan uçuşması
Bir papağan bir seçenin gün akışındaki öpüşmesi
Gecelerine bir perdenin üzerine kapanma sahne alması
Yaşarken ölen bir bitkinin hayata gülümseyişi
Bir annenin avucundaki koparılmış gül ile
Parmak uçlarından öpücük kondurması
Sigaran sönerken çakmak taşından çıkan alev
İşte bir gün arkana bakacaksın ve kendine soracaksın
Kumrular gibi özgür müsün?
Evet diyeceksin bu sahne oyununu sen kurdun
O zaman ne düşünüyorsun yola devam
Soluklanmadan...
Betimlemeler harikaydı Arzu Şairem.
Yol uzun ve olabildiğince dikenli...
Umutla...