Özlediğin Ben Değil
Dönmek istiyorsun demek ki...
Kime dönüyorsun ki, sevgili?
Unutmamışsın, seviyorsun, öyle mi?
Sen beni hiç tanıyamadın ki,
kimi özlediğini bile bilmiyorsun...
Gittiğin günü hatırlıyormusun?
Dur demedim diye,
Kal demedim diye,
Gözyaşlarına boğulmadim diye,
vurup kapıyı, ardına bakmadan
gitmiştin...
Hiç unutmam...
O yağmurlu sabahta sana
'git, geri dönme' demiştim
beni terkedeceğini anladığımda...
Beni tanısaydın eğer,
beni gerçekten sevseydin eğer,
o anda
öfkemin altında yatan sevgiyi,
o sevginin kuvvetinden
kaynaklanan korkuyu
hissederdin, sevgili!
Hic görmedin gözlerimdeki
kara bulutları...
Ordan dökülecek yağmurları
bilemezdin tabi...
Ama o bulutlardaki ağrlığı,
sesimin gök gürültüsü misali
notlarını sezebilirdin, demi?
Sezemedin...
Bakışlarımın içindeki
büyük harflerle yazılı
'kal, gitme, bırakma beni'
diyen yalvarışları
okuyamadın, sevgili...
Sana yabancı kaldı aşkımın dili -
öğretemedim zamanında
okuma-yazmasını...
Öğrenmedin...
Sesimin soğuk nefesine kandın,
boğazımı yakan alevler
tutuşturamadı gururunu...
Hatırla - sen beni aslında sevmedin!
Özlüyorsun...
Geri dönmek istiyorsun...
Kime, sevgili?
Kulağına fısıldarken bile
yaban kaldı sana
gönlümden akıttığım şiirlerim...
Yoruldu boşuna çalmaktan
incelmiş saz tellerim...
Bırak artık, bırak beni -
uşuyor ellerinde ellerim!
Özlediğin ben değil,
sevilmenin teselli veren,
sıcacık tutan alevleri...
içtenlik ve sadelik vardı şiirde.hüzünde barındırsa güzeldi.