Özlemek
Özlemek
Üç hece
Yedi harf değil sadece
Onlarca kilometre
Milyonlarca damla gözyaşı
Defalarca hüzün
Defalarca efkâr
Defalarca iç çekiş
Ömrün kuruması demek
Özlemek
Özlemek
Dönmeyecek olanı beklemek değil sadece
Ah keşke böyle olmasaydı demeden
İsyan bayrağı çekmeden daha
Kanatlanması bütün kuşların bağırdaki
Ve yosunlu kocaman bir taşın devrilmesi göğüse
Aşkın vebalı
Cüzzamlı hali
Özlemek
Özlemek
Hani olur a diye
Zamana direnmek
An'a isyan edip
Kimsesiz
Kızıl kıyamet yalnızlığı kucaklayan
Onca mevsime küsmek özlemek
Kum saatinin
O en çelimsiz
O en kimsesiz kum tanesi düşşün
Zaman bir an önce geçsin
Bitsin bir an önce yıllar
Kucaklaşsın diye bedenler
Medet ummak aşk bilmez yaratandan
Yeter ki gelsin
Gelsin yeter ki
Gelsin
Özledim seni desin de
Cehennemde yansın bu beden demek
Özlemek
Özlemek
Bakıp da görememek değil sadece
Bilmem kaçıncı kadehe boyun eğip
Bir kabusun en orta yerinde
Usulca uzanıp tutunamamak değil
Değil sineneye sinmiş kokuyla kahrolmak değil
Bütün alışkanlıkları koymak değil küflü bir kefene sadece
Solunan havada duyamayıp sesini
Yaklaştıkça uzanıp ulaşamamak
Dokunamamak
Özlemek
Özlemek
Kulağında tutunmaya çalışan gülüşleri yok sayıp
Kundaktaki bir sokak müzisyenine mangır bırakıp Detone şarkılarla avunmak değil
Bir elveda sağrısında
Bakıp bakıp hissedebilmek için
Avuca çivilemektir susmaları
Özlemek
Çıkmaz bir sokakta
Soluk soluğa tutuklanıp
Dipçik darbesiyle çöküp
Gözüne çaput bağlamasınlar diye debelenip
Göğsünü gere gere
Korkmuyorum ulan senden yalnızlık diyerek
Adam gibi dimdik
Namluya bakmaktır
Özlemek
Hiç iman ve hazzetmezken yazgıya
Açılmayan kapının ardında gizlenenin
Açması için kapıyı
Tanrıya
Ve her ihtimale karşı diğer yaratanlara sığınmaktır
Özlemek
Denize yakamozu nakşeden karanlığa inat
Kimsesiz geçen güneşli günlere küfretmektir
Özlemek
Özlemek
Dağda çoban ateşi gibi
Gri bir buluta kendini bırakıp
Ufkun bıçak sırtı uçurumunda yürümek gibi
Suyun inadına kurban giden karaca gibi
Ve yağmuru
Ve çamuru
Ve mapus damlarını adres bilip
Onulmazları hiçe sayan bütün milâdî aşklara inat
Fırtınada adasına ulaşamayan martı gibi
Gayrı hayat gibi
Çığlık çığlığa çaresiz hissetmek
Her gecede
Her hecede
İmkansızı beklemek
Özlemek
Özlemek
Kaldığı yerden devam etmesi için
Şiirin ve hayatın
Gözlerini gözlerinde bekleyip
Hoş geldin
Ah ne çok beklettin demek
Özlemek
Her şey
Herkes bir yana
Veda etmeden daha
Yüzüne çarpan olasılıklar gibi
İnim inim inlemek
Özlemek
Ah özlemek
Şuraya
Yani
Kafaya sıkmadan bir adım öncesi
Özlemek
...
Ah anam benim ahh
Bütün olasılıklara hassiktir çeken kadere inat
Bütün penceresiz kahırlara inat
Bir seni bildim ben
En sıcak
En tel örgüsüz yuva diye
Bir seni bildim
En aşılmaz sığınak diye de
Niye böyle anam
Niye böyle
Sen varken
Daha elveda demeden
Mabet bilmek bir başka kucağı
Niye senden başka yuvayı özlemek niye