Özleminde Cehennem Ateşiyle Donuyor Geceler
birbiri ardına dizilmişken geceler,
gökyüzü sıcaklığını kovalıyor,
bir akşam boyu sahil kenarları,
ve bir kayboluşun mateminde seninle...
derken bir kapı açılıyor,
karanlığın ortasından
ve sen koşarak güneşe varıyorsun..
Beni Güneş'inle yakıyor
hasretinle kavuruyorsun
özleminde cehennem odlarına kan'dırıyor,
ateşlerde donduruyorsun...
derken bir gün doğumu sıcaklığında,
soğuğa da yakın biraz,
ve tam ortasındayken sensizliğin,
çıldırasıya bir sevinç kaplıyor,
karanlığa gömülü odamın pencerelerini,
bir ışık..
bir umut..
bir varoluş...
Güneş'in hiç durmayan çığlıkları,
yokluğunun krizantem renginde,
kanıma basıncını vurduruyor,
sessiz öfkeler saklıyorum,
öylesine bir umudun,
tükenmeyen zincirlerine...
derken, bir ses uyandırıyor uykumdan,
kalk bak Şems, dercesine,
ya da ben öyle duyuyorum,
bir rüya izini düşürüyor,
bahçelerimin körpe kalmış çiçeklerine,
bir yağmur yağıyor,
ağlıyor şair..
ve bir güneş yeniden karanlığa karışıyor,
derken bir kapı daha açılıyor,
sesini çınlatıyor kulaklarımda,
ve kokun yayılıyor,
cihanın her yanına..
ve ne bir tasa o anda,
ne bir uyku, sonsuzluğa...
hasretini silemiyor,
aynalarda..
Günler..
ve sevgilim,
Özleminde
Cehennem ateşiyle donuyor geceler..
Aşkın ateşi sarınca yürekleri, bazen insan donar, bazen de alabildiğine yanar, zordur sevdanın yükünü taşımak. Güzeldi tebrikler Sıla hanım...👍