Özlenmiş Ellerin Rüyası
Uzun zamandır ağacında kızaran
bir nar gibi girerken ömrümün kışına
vefasız bir hüznün gece gelen
bakışlarına vuruldum iki yüzlü bir aynada
çok geç artık sevdiğim çok geç uyumayalım
unutup da ellerimizi bırakmayalım
düşüncelerde düşmek başkaca bir mevsimdir
kırılır kanadı kuşun uçuramazsın
bahara aşık bir kadındın oldum olası şen
kibirli ellerinden nefret ederdin insanların
hiç kimse seni mor dudaklarla görmedi
hüznün kendinden kendin hüznünden güzeldin
belki de aşktan bu yüzden vaz geçtin
kimse sormadı bilemedim kırlangıçlar gitti mi
dökülen saçların gelir mi yeniden
kimin umurunda kimin bu yalan dünya
her şehrin ayrı bir gecesi vardır
her Şeyhin kendinden öte bir bilmecesi
nicelerden nicesi kirlenir dilinde insanın
paslı zaman mefhumu eski düşünceler
gelir dikilir hayal dünyasına mütemadiyen
yalnız ve yalnızca insan kendine ağlar
oysa kimse anlamaz kimliksiz köpekleri
delirircesine geçen günlerin yalanlarını
sebebi odur ki çektiğimiz acılar düzenbaz
tekrar tekrar çıkıyor karşımıza unutmak da olmaz
emsalsiz bir düzenekte düşe kalka var olmak
kalbimin en derin köşesinde senin adınla ey yar
kilidinden kurtulmuş bir kapı aralığı var
gir içeri öylece karşımda sinsi sinsi durma
şehir senin bahar senin kırlangıçlar senin ellerindir
bana kalansa özlenmiş ellerinin rüyasıdır
Ne çok hüzün ne çok acı sağdı şiir güne Çokça tebrikle Üstat sevgi ve saygımla