Özyaşı

Aç ihanet çakmağının ayarını sonuna kadar,
Bir ateş çak titreyen yaralarıma.
Ritim tutsun çay kaşıkları demlenmis aşkımıza.
Dertlenelim, derin bir keder çekelim ciğerlerimize,
Haykıralım çoktan geçmiş geleceğimizi,
Çok ağlayalım, az geğerelim.
Unutalım pas tutmuş yarınlarımızı.

Parmak hesabına dökemiyorum adını aşk koyduklarımızı,
Ayağına paspas olsun geceler.
Bir patlak araba egzosu,
İğrenç bir kanalizasyon kokusu,
Şair nedim parkında suya batmış heceler.
Hecelerimiz..
Hecemiz..

Bir balıkçı yanıyorsa neden denize atamasın.
Neden tütüne sarıp karbonmonoksitli ciğerlerimize çekmeyelim
yırtık hatıralarımızı?
75 kuruşa çay içmek nostalji olduğundan beridir,
Hüngür hüngür anlıyorum .

Sabihe Gökçen'den bir uçak kalkar,
Benim için her uçak sana doğru uçuyordur.
Yalnızımdır, uğursuzumdur
Bulutlar mısralarımdan kaçıyordur.
Atatürk Havalimanı'na bir uçak gelir.
Geçerken bombalar yağdırır kıyısında oturduğum denize.
Utanırım, yüzme bilmem.
75 kuruş rüşvet yuvarlarım denizanalarına.
Ben ağlayamam bilirsin.
Hecelerim.
Hecelerimiz.
Hecemiz...

Hüngür hüngür anlarım!