Padişahlık Sana Düştü
Sefer sefer yolculuğum,
Et ve kemik, kana düştü.
Bir tecelli; adı doğum,
Dünya denen hana düştü.
Emekleyip yürümüşüm,
Yıllar geçmiş, büyümüşüm,
Delikanlı görünüşüm,
Şöhret ile şana düştü.
Küfür, hata, isyan derken,
Şirk'e düşüp haram yerken,
Akılda hep madde varken,
Yüreğime mânâ düştü.
Şu gönlümün avazından,
Can verişin ivazından,
Bülbülümün niyazından,
Bana gülü-Rana düştü.
Karlı dağda ateş yaktı,
Irmak oldu, lâvlar aktı,
Aşk göğünde şimşek çaktı,
Yıldırımı bana düştü.
Dünya türlü düzen etti,
Ne belâlar geldi gitti,
En nihayet zulmü bitti,
Şükür; benden yana düştü.
Gönlüm ışıklara kandı,
Yıldızlarla sönüp yandı,
Güneş doğdu, ay utandı,
İlâhi nur cana düştü.
Şu Dünyanın koyağında,
Yaralıyım balayında.
Gönül şehri, sarayında,
Padişahlık sana düştü.
12?01?2008