Pako'ya
Allah hu
Şafağın alacasında abdestle alırım kalemi elime
Güneşle bir doğar kelimeler
Ördek sobanın üstünde çayımla bir demlenir tümcelerim
İronikomik sosyalist karikatür dergilerine ilişir gözlerim
İnsan doğasına güler geçeriz yevmiyeci nefsimle
Doğaldır yediğimiz peynir domates salatalık
Dalağından akmamış bal soframızda
Zenginliğimiz iki göz oda
İki somya çok şükür
Üstümüzün bir yedeği var ama.
Çok şükür budur zenginliğimiz.
Vicdan fakiri olmakta var bu hayatta
Karıncalar dadanmış şekere
Saldırıyor memeye Deniz bebek
Buram buram çörek kokusu sarmış sokağı
Hep bunlar yaşama kaygısı
Demek ki bahar kirazlar çiçek açtığı için güzel
Tarlalar toğuma gebe
Toprağın loğusa kokusu yağmurla coşarken
Tarlada çalışan çocuklar çamurdan yaparlar oyuncaklarını
Bu yüzden hayat bazen kanatır yaralarımızı
Hiç yaşatamadığım çocukluk hayallerim vardı oysa benim.
Kaz dağlarının üstünden uyandırırken güneşi
Çayımı yudumlarken
Kadim dostum Pako'yu beslerken
Çocukluk hayallerim vardı adresini bulmamış
Az mektup yazmadım Halikarnas Balıkçısı'na
Benim Pako' m İngiliz Kanişi değildi ama
Dosttu çobanlık yapan UfuK'a
Mecidiyeköy /İstanbul a giden mektup
Nasıl ulaşacak Bodrum'da yaşayan balıkçıya
Yani olan benim 25 binlik pullarıma oluyormuş hep
Çok geç anladım
Hayat öyle bir kurgu ki
Figuran dediğiniz yaşamda
Sayende kadim dostum kurduğumuz düşlerle
Ben başrol oynadım
Çayımı anjelik bardakta yudumlarken şimdi
Yine seni anıyorum.
Pako 'ya selam...
(20yıllık kadim dostum canım ölümünün 10.yılında yine seni anıyorum. Nurlar içinde uyu)
Sevgi bağı daimidir, insanlığımızı hatırlatan şiir için teşekkürler.
Herkes kendi filminin başrolü değil mi zaten. Yoksa hep figüranlıkla çekilmez hayat. Gönül zengini, keyifle okunası ama finalde yutkunurken zorlayan bir şiir. Kutlarım. Saygılarımla.