Palyaço Türküsü
kelebek
bulutun peşine düştü
ağlamaklı bir yelkovandır şimdi
kozasını ören tüm ıslak palyaçolar
parke taşlarıyla öpüştüm
lizbon’da bir sokakta
çıngıraklı bir kukuleta giymiştim
burnumda kendini inkar eden
turuncu bir ponpon
dört saat ağladım kaldırımda
sonrasında biraz somon
biraz şarap
gün bitmişti çok şükür
ama türkçe değil
portekizce
istanbul’u özledim
öleceksem
beyoğlu’nun kaldırımlarında
ölmeliyim
bir tek çocuklar inanmalı
bir palyaçonun yorgun kalbine
şuayip alçağı dememişti bana bu adamın şair olduğunu ,,ya da ben kazma idim sapım kavak ağacından.. camışım ben aslında söğüt gölgesi sulağı çamuru yatağım..nerden bilebilirdim ki ali kemal,in şair olduğunu ,güneş görümlüğümü kapatmıştı salkım dallar.. saygımkere sevgimkere ..