Papatya İsminde Kınalı Koyun
Ulaşmak yoz bir heyecanla
Yaz kokularının en gürbüz iştahıyla
Her kibirli bedende bir jale yaşar
O zaman her cesaret biraz hazirandır
Bir gün seçip derdim var diyerek
Zamanı durdurmak onun için
Mağaramızda yaşayan atlar kadar
Gerçek koştuğunu kim söylese
Bir lögar kapağı daha yok olacak şehirden
En iyisi susmak ve kapıyı kilitlemek
Atlar girmesin
Çünkü kınalı koyunların gözleri çok şey bilir
Lokum, helva gerçeği insana ait değil
Cereyan altında oturup üşüyen
Ön yargıların üzerinden geçen bulutun
Cezayı andıran yoğuşması
Kumula toprak olma
Papatyaya sevda umudu vermesiyle ilgili midir?
Konular genelde nereye gider?
Freud'un Musa heykeline ilgisi
Beni cahilliğim hakkında arafta bırakıyor
Çünkü hala anlamadım
Bir beden iki farklı şekilde davranır?
Ulu hüküm demek ki
Bitme ile sonlanmayı
Aynı anlama gelmiyor diyerek ayırdıysa
Ve bizler bundan beş milyar yıl önce bu dünyanın
Tozu ve taşıysak
Helyumu, iridyumu ve balıysak
Anam dünya oluyor bu durumda
Yaşlı dağlarını, emekli derelerini dinlerim
Nasıl geçilir bu büyük vedadan?
Her insan dünyaysa
Okurken şiiri, bildiğim tüm sözcüklerimin öldüğünü farkettim. Sarmal bir ömrün içinde yanıtsız sorular türedi beynimde, annesini arayan çocuk korkusu güllendi şiirin sularında. En iyisi hakkını veremediğimiz üzerimizden geçen bulut gibi uzaklaşalım kelebek kanadından vedadan çalarak gözlerimizin rengini. Her çocuk anne yüzlü bir anıysa...