Papatyalar
elin uzak bir nehrin karşı yakasında sallanıyordu
duydun mu sana teleferik sevinçleri gönderdim
fazla sokulma ten altına ilişmiş pamuksu halleri var
çekici ve rahattırlar
sarıldıkça anlaman belirginleşecek
beraber kapatmalıyız gözlerimizi sonsuzluğun içine
mavi deyince atla
kapsar bir durum ne kadar şaşırtıcı değil mi
yele doğru koşarken yüzüne çarpan rüzgarın iki yana bölünüşünü
şiirsel sevinçlerin sarılması tamamlar
keskin renklerin değişerek büyümesine benzer
çıktıkça kuşatma yoğunlaşır
bakarak edinilen tutuş kavramasının
açılan simli söylevine
ve ses ile harmanlanmış titremesine
koyulaşıncaya dek yürüyeceğiz
ilk kelimeleri kullan ve dediklerimi yap
sıkıştırılmış harfler posasından arındıkça
geçmişin karmaşık sunumlarını anlamlandırır
buda sana ademin çektiği acının havva ya gizlenmiş öznesini tanımlar
bağırmalıyım bir kere ve uzun uzun
neredesiniz neredesiniz
papatyalara sarılmış uyurken buldum sizi
söylemeye kalkışmıştım da kırılmıştın uçtan uca
baktıkça içine alan bu beyazlık ışığın tesiri ile büyüler
ortasındaki sarı girdabın efsunlayan kisvesi çekerken sizi bu eğime
rüyanın rüyasını tattırır büyük bir içtenlikle
kesintisiz yörünge sarmalı kavradıkça kendine benzetir
sonra kayıp olduğunuzun resmidir
var olmak döngüsünün çılgın elçisi
gün gelip uyanma saatini söylediğinde
dışınıza akar bir vaziyette sizi sevecek birini beklersiniz
ve onu yutup
sizin yaptığınızı yapana dek sürüp gider bu korkunç sarı helezon
şunu boynunuza geçirin bağlanarak ilerleyeceksiniz
kapanık ihtiyarların tasmalı anomali kompleksi içinizi esnetebilir
havladıkça acınızı unutursunuz
ve kolye unvanı kazanır boynunuzu süsleyen zincirler
parçası olduğun derinliğin titremesi yakıcı olur
acı yuvarlandıkça uyuşur
ve bir ipin saçaklanmış pandomim'i olursunuz
gelmişken merak ettiğiniz bir
bir değil mi tanrı
yani görmek istediğiniz şey
onun içindeyiz desem ürker misiniz
sarsılıyoruz yer çekimi dehşetine
sarsılıyoruz kim gelecek demiştin
sevalin oğlu celal mi
sevalin oğlu celal
dışarı çıkıp bir şeyler getir
korkuluklara tutun düşme
merdivenler kavislidir giderken kapıyı kapat karıncalar girmesin içeri
hatırladın mı iki kişiydiler
hani gece tıkırtıları ile uyandığımız da
kara deliklerinden karanlığı dinleyen iri gözlü kediler
çek ve git zeytin getir
ekmek de al
ve ne olur dikkat et papatyalara.
gün gelip uyanma saatini söylediğinde dışınıza akar bir vaziyette sizi sevecek birini beklersiniz ve onu yutup sizin yaptığınızı yapana dek sürüp gider bu korkunç sarı helezon .. 👍
papatyalar ölür daire içinde..bu yüzden aşkları rahat bırakmak lazım istikametinde ..
tebriklerimi bıraktım sayfanıza.
saygımla
çek ve git zeytin getir ekmek de al ve ne olur dikkat et papatyalara.
Çünkü onlar;
"Sen Kokan Papatyalar" dır👍
Bir Işın Ergüney Şiiri.